11 Temmuz yaklaşırken...
11 Temmuz yaklaşırken...
AYHAN DEMİR
Bosna Hersek’te, 1992-95 yılları arasındaki savaşta, Sırp, Hırvat ve Karadağlılar eliyle işlenen insanlık dışı suçları, hepimiz biliyoruz. Bosna Hersek’teki insanlık dışı suçların en trajik sahneleri, hiç kuşkusuz, 11 Temmuz 1995’de Srebrenitsa’da yaşandı.
Sırp Çetnikler, Srebrenitsa’da, en az 8 bin 372 Boşnak sivili şehit ettiler. Bu şehitlerin binden fazlasına, halen ulaşılamadı. Sürekli yeni toplu mezarlara ulaşılıyor. Bu sebeple, Srebrenitsa Soykırımı, kapanmayan bir yaradır. Örneğin, Behiya Rotiç, annesi Fata Bektiç’in cenazesini tam 30 yıl sonra, bu 11 Temmuz’da toprağa verebilecek.
Ancak önemli bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Boşnaklar, ilk kez değil, tarih boyunca birçok kez sürgüne, fiziki ve kültürel soykırıma uğradılar.
İlk soykırım, 1683-1689 yılları arasında, Osmanlı Devleti ve Avusturya İmparatorluğu arasındaki Viyana Savaşı esnasında ve sonrasında meydana geldi.
İkinci soykırım, 1711 yılı Ortodoks Noeli arifesinde, Karadağ’daki Müslüman Boşnaklara karşı girişilen ‘devşirme operasyonu’ esnasında yaşandı.
Üçüncü soykırım, 1804-20 yılları arasında, Birinci ve İkinci Sırp Ayaklanmaları neticesinde Sırbistan’daki Müslümanlara yönelik etnik temizlik girişimidir.
Dördüncü soykırım, Sırbistan’ın otonomi elde etmesinin ardından, 1830-1867 yılları arasında Ujitse, Şabats ve Belgrad’da yaşayan Müslümanların sürgün edilmeleri esnasında meydana geldi.
Beşinci soykırım, 1878 Berlin Antlaşması neticesinde Osmanlı’dan........
© Yeni Akit
