Telaş ve sükunet
Telaş ve sükunet
ALİ OSMAN AYDIN
Her yıl “gurbetçiler dönüş yolunda” konulu haberleri görür, çok üzerinde durmadan başka bir habere geçerdim. Ama bu yıl kendi aracımla gurbetçilerin sınır trafiğinin içine katılınca onların neler yaşadığını gözlemleme fırsatı buldum.
Ne kadar farkındasınız, bilmiyorum ama her yıl yaz aylarında Avrupa içlerinden Türkiye’ye, tabir caizse, bir kavimler göçü yaşanıyor. Aynı göç yaz sonu geldi mi ters istikamete doğru yaşanıyor. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımıza ait yüz binlerce araç sınır kapılarımızdan geçiyor. Balkan ülkelerindeki nüfusu düşündüğünüzde bu sayılar hakikaten çok büyük…
Bulgaristan içlerine doğru araba sürerken bunları düşündüm.
Türkiye hem büyük hem de dinamizmi çok yüksek bir ülke. Kaynağı Türkiye olan bu büyük göç yolu Avrupa’nın birçok ülkesini doğrudan ya da dolaylı bir şekilde besliyor. Sadece otoyol geçiş parası bile Bulgaristan gibi bir ülke için, eminim, ciddi bir gelir kaynağıdır. Bir de Türkiye’den Avrupa’nın ortasına uzanan Sofya ve Belgrad’dan geçen o uzun cadde üzerindeki tesislerin ekonomik potansiyelini düşünün…
Ama bakıyorsunuz ki bu tesislerin de bir kısmı yine o ülkelere yerleşmiş vatandaşlarımıza ait. Bulgaristan’da bir İzmirliye, Sırbistan’da bir Bayburtluya, Arnavutluk’ta bir Çorumluya ait tesis görebiliyorsunuz.
*
Benim zihnimi başka bir konu daha kurcaladı yolculuk boyunca. Burada, Balkanlarda, yani ekonomik olarak Türkiye’nin çok gerisinde olan ülkelerde bile var olan bazı standartlar Türkiye’de neden yok?
Neymiş o standartlar mı diyorsunuz?
Birkaçını........
© Yeni Akit
