İmanın gücü ve İslam birliği

Ali Erkan Kavaklı

Umre seyahatimde bir şey dikkatimi çekti. Başkası anlatsa inanmazsınız ama gözümle gördüm.

Medine’de insanlar koşa koşa Mescid-i Nebevî’ye gidiyorlar.

Aynı koşu Mekke’de cereyan ediyor. İnsanlar koşa koşa Kâbe’ye gidiyorlar.

Yaşlı-genç…

Erkek-kadın…

Kız-erkek ve çocuklar…

Siyah, beyaz, sarı, esmer tenli…

Gece-gündüz, akşam-sabah ve öğle…

Allah’ın rızasını kazanmak için ibadete koşuyorlar.

İmanları onlara rahatlarını feda ettiriyor.

Uykularını bölüyorlar, rahatlarını feda ediyorlar.

Sıcağı, terlemeyi, yorulmayı göze alıyorlar.

Umreye gitmek için paralarına kıyıyorlar.

Zahmete, sıkıntıya katlanmaya hatta itilip kakılmaya razı oluyorlar.

Bu koşu her gün, her yerde sürüyor. İstanbul, Bağdat, Kahire, Berlin, Londra, Fas, Tunus, Cezayir, Somali, Nijer, Nijerya, Taşkent, Bakü, Semerkant…

Müminlerin bir tek gayesi var, sevdikleri Allah’ın rızasını kazanmak.

İman insanı fedakâr hâle getiriyor.

İnanç insanları birleştiriyor.

Gaye birliği onları yakınlaştırıyor.

Allah rızası olunca insanlar başkalarına gülümsüyor, yanlış yaptıklarında özür diliyorlar.

Sahip oldukları nimetleri paylaşıyorlar.

Paralarını cömertçe harcıyorlar. Evlerini terk ediyor, seyahat ediyor, otellerde kalıyor, fakir- fukaraya cömertçe yardım ediyorlar.

Kâbe’de, Mescid-i Nebevî’de, yeryüzü mescitlerinde ve camilerinde ibadet için bir araya gelen insanlar, İslam’ın öteki emirlerini yerine getirebilmek için de bir araya gelebilirler.

“Müminler kardeştir, bir ve beraber olun!” emri için de benzer fedakârlıkları yapabilirler.

Paramparça, birbirine yardım etmeyen, hatta........

© Yeni Akit