Halktan fedâkârlık istemenin şartı
Halktan fedâkârlık istemenin şartı
AHMET TALİB ÇELEN
Yönetici halktan biri gibi yaşarsa halk da sıkıntılar karşısında fedâkâr olur.
Hz. Peygamber baş örnek. O, hiçbir zaman bir kral gibi yaşamadı. Halk arasında, halktan biri gibiydi. Dışarıdan bakan birisi onu halkından ayıramazdı. Hattâ sıkıntılara katlanmada halktan da ileri idi. Birkaç misâl:
Şöyle buyurmuştur: “Kul bir peygamber olmayı isterim.”
Kendisine aşırı ta’zim gösteren kimselere; “Siz beni, hakkım olan derecenin üzerine yükseltmeyiniz! Çünkü Yüce Allah beni resûl edinmeden önce kul edinmişti.” îkâzında bulunmuştur.
Abdullâh bin Cübeyr -radıyallâhu anh- anlatıyor; Bir gün Efendimiz bir grup sahâbiyle yolda yürürken onlardan birisi örtü ile Allah Resûlü’nü güneşten korumak istedi. Resûlullah gölgeyi görünce başını kaldırdı, bir kimsenin kendisine gölgelik yapmakta olduğunu gördü. Adama: “Bırak!” dedi. Örtüyü alıp yere koydu ve; “Ben de sizin gibi bir insanım!” buyurdu.
Abbâs -radıyallâhu anh- şöyle anlatır: Resûlullah Efendimiz’e:
– Yâ Resûlallâh! Kendiniz için bir taht edinip orada otursanız. Görüyorum ki halk sizi rahatsız ediyor, dedim. Allah Resûlü şöyle buyurdu: “– Hayır! Allah beni içlerinden alıp huzûra kavuşturuncaya kadar aralarında duracağım. Varsın ökçelerime bassınlar, elbisemi çekiştirsinler, kaldırdıkları tozlar beni rahatsız etsin!”
Bu engin tevâzûu sebebiyle Peygamber Efendimiz ne kapalı kapılar ardına çekilir, ne perdeler arkasına gizlenir ne de kendisinin önüne husûsî olarak yemek taşınırdı. Toprak üzerinde oturur, yerde yemek yer ve; “Ben kulun oturduğu gibi oturur, kulun yediği gibi yerim. Ben ancak bir kulum!” buyururdu. Köleler arpa ekmeğine bile dâvet etseler dâvetlerine icâbet eder ve çocuklara dahî selâm verirdi. Medineli herhangi bir kişi, hatta bir köle bile Peygamberimiz’in elinden tutar, onu istediği........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden