Eğitim hayâtında millîleşme beklentisi
Eğitim hayâtında millîleşme beklentisi
AHMET TALİB ÇELEN
Savunma sanâyimizi millîleştirebildik ama eğitim sistemimizi millîleştirmede bir türlü bu başarıyı yakalayamadık. Savunma ve silah sanâyimizde nasıl çıldırtıcı engeller olduğunu okuduk, öğrendik. Bu engelleri zor da olsa çatır çatır aştık. Ama demek ki eğitim sisteminin millîleşmesinin önüne en kuvvetli duvarları örmüşler ki onları aşmaya muvaffak olamadık.
Millî eğitim bakanımız Yusuf Tekin’in ciddî ve samîmî bir gayret içinde olduğunu görüyoruz. Onun küçük adımlarla nasıl büyük bir mücâdele verdiği solcu-kemalist çevrelerin saldırılarından ve feryatlarından anlaşılabilir. Yusuf Hoca da bu hayâsız saldırılar karşısında geri adım atmıyor ve yoluna kararlılıkla devâm ediyor.
Yusuf Hoca, eğitim zihniyetimizi millîleştirme yolunda, “Türkiye Yüzyılı Maârif Modeli” adını verdiği yenilenmiş bir müfredâtı hayâta geçirmeye başladı. Kimi sermâye sâhiplerinin “Bir sene olsun ertele!” ricâlarını reddetti. Mezkûr müfredâtı kemalizm gölgesinden tam sıyrılamaması sebebiyle tenkit etsek de millîliğe ve test mantığından tefekkür genişliğine doğru bir miktar açılmasından dolayı da desteklemek gerektiğini düşünüyoruz.
Eğitimin millîleşmesinde müfredâtın ehemmiyetini inkâr etmemekle birlikte asıl meselenin öğretmen kadrosunun millîleşmesi olduğunu defâlarca yazdık. Bu, bence millî eğitimin en mühim meselesidir. Eğitim hayâtımızın bir türlü millîleşememesinin en büyük sebebi öğretmen kadrosunun millîleştirilememesidir. Eğitim sisteminin yirmi üç yıllık Ak Parti iktidârı müddetince bile solcu, kemalist, ateist, materyalist, âhiretsiz, millî-mânevî âidiyet duygusunu kaybetmiş nesiller yetiştirmeye devâm etmesinin sebebi budur. Öğretmenin zihniyetinin talebeye bir şekilde sirâyet etmemesinin........
© Yeni Akit
