Çalınan zafer
15 Temmuz 2016, benim “Müslüman Anadolu Asabiyesi” dediğim rûhun en büyük heyecan patlaması ve darbecilere isyan tecrübesidir.
Asabiye kelimesini İbni Haldun’un kullandığı mânâda kullanıyorum. Büyük bir dâvâya bağlanma ve bu dâvâyı zafere ulaştırma heyecânı, gözükaralığı, cesâreti, aşkı, tutkusu…
İbni Haldun’un târih felsefesine göre bedevî toplulukların asabiyesi kuvvetlidir. Hadarî (şehirli) topluluklarda asabiye yok olur. Zenginliğin, konforun hazzına kapılıp mücâdele ve savaşma heyecanlarını kaybeder şehirli topluluk. Bedevî topluluk ise hayâtın sert şartları içinde yetişmekten dolayı savaşçı, mücâdeleci ve gözükaradır. Bu husûsiyetlerine bir de şehrin zenginliklerine sâhip olma hırsı eklenince asabiye zirve yapar. Şehirli-bedevî savaşında şehirlilerin şansı yoktur; bedevîler asabiye kuvveti ile şehirliyi yener ve şehre sâhip olur. Ama bir müddet sonra onlar da şehrin konforuna kapılacak ve asabiyelerini kaybedeceklerdir. Başka bir bedevî dalga da onları yenecek, zenginliklerine çökeceklerdir. Bu böyle devâm edip gidecektir.
Müslüman Araplar cihad rûhunu (asabiyeyi) kaybedince Müslüman Türkler asabiyeyi yüklendi. Bu asabiye ile Selçuklu ve Osmanlı kuruldu. Osmanlı yıkıldıktan sonra devlet olarak İslâm’ı sırtlanacak bir asabiye kalmadı. Türkiye Cumhûriyeti, Osmanlı’nın temsîl ettiği ve ayakta tuttuğu bütün değerlerden koptu, düşmanımız olan ve İstiklâl Mücâdelesi’nde yendiğimiz Batı medeniyetini baş tâcı etti. İslâm’ı taşımak Osmanlı bakıyyesi sâhipsiz, varlıksız, kuvvetsiz üç-beş ulemâya ve gariban halka kaldı. Asabiye bunların cılız omuzlarına yüklendi. Türkiye’deki İslâm düşmanı bütün dernek, parti ve basına karşı bütün yapıları kuran ve destekleyen, karınca kararınca bütün aslî değerlerimizi yaşatmaya çalışan her türlü faaliyetin altında bu asabiye vardır. Yılmadılar, kendilerinden beklenmeyen bir performans gösterdiler. Zaman içinde Necip Fazıl, Osman Yüksel, Kadir Mısıroğlu, Nurettin Topçu, S. Ahmet Arvasi, Sezai Karakoç… gibi entelektüel temsilciler de katıldı onlara. Hep birlikte dâvâ taşını........
© Yeni Akit
visit website