menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yalnızlık dehanın kaderi mi?

13 1
07.02.2025

Yalnızlık dehanın kaderi mi?

AHMET CAN KARAHASANOĞLU

Deha, insanın toplumla kurduğu çelişkili ilişkilerin en zarif ve acılı temsilcisidir. O, çoğunluğun kabulüne uymayan ve zamanın dayattığı sınırlarla var olmaktan çok uzak, kendi hakikatini arayan bir figürdür.

Kendisini dış dünyadan izole eden ve bu yüzden toplumun gözünde “deli” olarak etiketlenen deha, belki de tüm insanlık tarihinin en derin yarasına dokunur. Bir yanda kolektif bilinç, diğer yanda şahsi gerçeklik; işte bu karşıtlık, dehanın yolculuğunun her adımında yankı bulur.

Deha, kendi ruhunun derinliklerine dalarken, çoğu zaman toplumun beklediği şekle girmeyen, tuhaf ve yalnız bir yol izler. Yalnızlık, bazen bir özgürlük müjdecisi gibi gelir, bazen de dayanılmaz bir yük. Kendi varoluşunun sorularıyla baş başa kalan, dış dünyanın sıradanlığına gözleriyle baktığında bir yabancı gibi hisseder. Kalabalıkların arasında kendi sessizliğini bir takı gibi taşır. İçindeki düşüncelerin yoğunluğuyla, dış dünyanın gürültüsü arasında sıkışıp kalır. Ve işte bu noktada, deha bir trajediye dönüşür. Hem kendisi için, hem de çevresi için… Çünkü o, hem başkalarına hem de kendisine ait olmayan bir dünyada var olmaya çalışır.

Dünya........

© Yeni Akit