İfraz sorunu ve tapu kilitleme uygulaması
İfraz sorunu ve tapu kilitleme uygulaması
Abdullah Şanlıdağ
Bendeniz genelde siyasi içerikli makaleler ve dış politika üzerine analizler yapıyorum. Bir dönem Tapu ve Kadastro işlerinde bulunduğum için, şahit olduğum yanlışlık ve gayrimenkul sahiplerini mağdur eden uygulamaları not almıştım. “Günü geldiğinde yazarım” diyerek heybemde beklettiğim bu hassas konuyu bugün gündeme taşıyorum.
Türkiye’de gayrimenkul mülkiyeti, toplumsal hayatın en hassas alanlarından biridir. Tapu kayıtları, sadece bireylerin değil, aynı zamanda ekonomik düzenin ve sosyal barışın da teminatıdır. Ancak mevcut imar ve kadastro mevzuatında mirasın paylaşımı ve ifraz işlemleri konusundaki sınırlamalar, hak sahiplerini mağdur etmekte ve yıllarca süren davalara yol açmaktadır. Öte yandan son yıllarda uygulamaya giren “tapu kilitleme” yöntemi, sahte vekâletname ve sahte satış girişimlerine karşı vatandaşların taşınmazlarını güvence altına almasına imkân tanımaktadır. Bu makalede, bir yandan ifraz sorununun toplumsal ve hukuki yansımaları incelenirken, diğer yandan tapu kilitleme uygulamasının işlevi ve önemi değerlendirilecektir.
Türkiye’de mülkiyet hakkı, Anayasa tarafından güvence altına alınmış temel bir haktır. Ancak bu hakkın korunması, yalnızca tapu sicilinin varlığıyla değil, aynı zamanda etkin ve çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek mevzuat düzenlemeleriyle mümkündür. Özellikle kırsal bölgelerde miras yoluyla intikal eden gayrimenkullerde ifraz sorunu, toplumsal huzursuzlukların başlıca nedenlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Buna ek olarak, sahte satışlar ve hileli vekâletname kullanımı gibi riskler, vatandaşların mülkiyet hakkını tehdit etmektedir.
İfraz Sorunu ve Hukuki Çıkmazlar
İfraz, bir taşınmazın hukuken bölünerek ayrı parseller hâline........
© Yeni Akit
