Suriye’deki Senaryolar
ABD emperyalizmi, Ortadoğu’da egemenlik kurma stratejisini uzun yıllardır "böl-yönet-yok et" politikasıyla hayata geçirmeye çalışmaktadır. Pax Americana projesi çerçevesinde bölgeyi parçalayarak kontrol etmeyi hedefleyen bu strateji, bölgesel krizleri derinleştirerek kaos ortamını yaymakta ve emperyalist çıkarlarını sağlamlaştırmaktadır. ABD, bölgedeki radikal İslamcı örgütleri birer savaş aracı olarak kullanmakta ve bunları emperyalist hegemonyanın amaçlarına hizmet eden sadık taşeronlar haline getirmektedir. Bu örgütlerden biri olan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), Suriye'deki yeni senaryolarla sahaya sürülmüş ve emperyalizmin kullanışlı figürleri arasına dahil edilmiş yeni bir taşeron olarak dünyaya sunulmuş oldu.
ABD, dünya genelinde olduğu gibi Ortadoğu'da da kendi çıkarlarına hizmet eden krizlerin yaratılması ve bunların yönetilmesi süreçlerinde birden fazla aktörle oluşturduğu stratejiyi Suriye’de de hayata geçirmiş oldu. Suriye ABD'nin ortadoğu planları ve bölgenin yeniden dizayn edilmesi projesinde oluşturduğu kritik bir eşik olarak ele alınmalıdır. Suriye’nin yeniden yapılandırılması uluslararası sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilecektir. Bu süreçte hem askeri hemde ekonomik olarak kazançlı çıkacağına ikna edilerek oyuna dahil edilmiş olan Türkiye’nin bir oyun kurucu olmaktan çok taşeronluk rolüyle nasıl bir kazancın arzusunda olduğunu ilerleyen zamanlarda hep birlikte görmüş olacağız.
Türkiye'nin emperyalist projelere taşeron olarak dahil edilmesi, demokrasi ve insan hakları kavramlarının manipüle edilmesiyle bölgesel istikrarsızlık ve küresel güvensizliği derinleştirmektedir. Bu müdahaleler, Suriye'deki halkların özgürlük ve barış mücadelesini baltalarken, mezhepsel çatışmaların Aleviler üzerinden körüklenmesini Erdoğan'ın söylemleri açıkça ortaya koymaktadır.
Türkiye'nin kendi topraklarında süregelen Alevi ve Kürt düşmanlığını Suriye topraklarına taşıyarak uluslararası sermayenin çıkarlarına uygun şekilde kullanması, milliyetçi histeriyi besleyen bir politika haline gelmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye'yi Suriye'deki savaşa taşeron bir figür olarak dahil ederken, "Türkiye'nin çıkarlarını koruma" adı altında milliyetçi ve mezhepsel gerilimlerin siyasal islam eliyle tırmandırılmasını da içeriyor.
Ancak bu saldırgan siyasetin, Türkiye'yi emperyalist planların kullanılabilir figürü haline dönüştürmesi, Ortadoğu ve Suriye halklarının ortak mücadelesi önünde büyük bir engel oluşturmaktadır.
Halep'e yönelik 27 Kasım 2024’te başlatılan HTŞ........
© Yarın Haber
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)