Mustafa Suphi ve yoldaşlarını kim öldürttü?
Yıldırım Koç yazdı…
Türkiye komünist hareketi tarihinin en acı olaylarından biri, Mustafa Suphi ve 14 yoldaşının 28-29 Ocak 1921 tarihinde Trabzon açıklarında katledilmesidir. Bu katliam ve ardından 16 Mart 1921 tarihinde Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında bir antlaşmanın imzalanmasıyla, bu antlaşmanın bir maddesi gereği, Osmanlı vatandaşlarının Sovyet Rusya’daki örgütlenmeleri fiilen sona erdi.
29 Haziran 2024 tarihinde yayımladığım “Mustafa Suphi Anadolu’ya Niçin Geliyordu?” ve 26 Haziran 2024 tarihinde yayımladığım “Sovyet Rusya’nın ve Eski TKP’nin Çerkes Ethem Fiyaskosu” yazılarımda, Sovyet Rusya’nın, Anadolu’da Sovyet vatandaşları Şerif Manatov ve Ziynetullah Nevşirvanov gibi komünistler aracılığıyla nasıl bir örgütlenme yaptıklarını, bu kişilerin Yeşil Ordu ve Çerkes Ethem ile ilişkilerini özetlemiştim. Sovyet Rusya, Anadolu’daki mücadelenin önderliğini kendisine bağlı ve bağımlı komünistler tarafından ele geçirileceği gibi bir ham hayalin peşindeydi. Bu tezgahta, Bakü’de savaş esiri Osmanlı askerlerinden oluşturulan Türkiye Komünist Teşkilatı Kızıl Asker Kıtası’nın, Mustafa Suphi’yle birlikte gelen Sovyet Büyükelçilik mensuplarının ve davet üzerine Anadolu’ya gelebilecek olan Sovyet Kızıl Ordusu’nun da rolleri vardı. Bu strateji, Mustafa Kemal Paşa tarafından bozguna uğratıldı. Bu arada da, Mustafa Suphi ve yoldaşları katledildi. (24 Ağustos 2024 tarihinde yayımlanan “Türk Savaş Esirleri Aracılığıyla Devrim İhracı Projesi” yazımda bu konuda ayrıntılı bilgi vardır.)
Çerkes Ethem ayaklanması 27 Aralık 1920 günü başladı. Mustafa Suphi ve yoldaşları, Sovyet yetkililerinin üç ay erteletmesinin sonunda, 28 Aralık 1920 günü Kars’a, çok sayıda askerin de yer aldığı bir Sovyet Büyükelçilik delegasyonuyla birlikte geldi. (Elçilik delegasyonunun yarattığı kaygı ve tepki konusunda bkz. 17 Ağustos 2024 tarihli “Kurtuluş Savaşı Yıllarında Sovyet Rusya Anadolu’ya Nasıl Bakıyordu?” yazım.)
Çerkes Ethem’in ihaneti 23 Ocak 1921 günü sonlandırıldı. Mustafa Suphi ve yoldaşları da 28/29 Ocak 1921 günü katledildi. Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilmesi bu genel çerçeve içinde değerlendirilmelidir.
Mustafa Kemal Paşa’nın devrimciliğini sorgulayanların ve O’nu suçlayanların bu tezlerini doğrulamak amacıyla öne sürdükleri konulardan biri, Mustafa Suphi ve yoldaşlarının 28-29 Ocak 1921 tarihinde katledilmesinden Mustafa Kemal Paşa’nın sorumlu olduğu ve bu cinayetin onun emriyle gerçekleştirildiği iddiasıdır. Bu iddia tümüyle gerçek dışıdır. Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilmesinden sorumlu olan kişi, stratejisi ve planları büyük ölçüde Mustafa Suphi tarafından bozulan Enver Paşa’dır.
Mustafa Suphi, karısı ve 14 yoldaşı 28 Ocak 1921 günü Trabzon’da, kayıkçılar kâhyası Yahya’nın verdiği bir motora bindirildi ve denize açıldı. Hemen arkalarından Yahya Kâhya’nın adamlarından Faik Reis ve arkadaşları ikinci bir motorla hareket ederek, geceye doğru Sürmene açıklarında bu gruba yetişti; Suphi’nin karısı Meryem dışında hepsini öldürdü ve denize attı.
Bu katliamı gerçekleştiren Faik Reis ve arkadaşlarıdır. Onlara talimatı veren, kayıkçılar kâhyası Yahya’dır. Ancak bu katliamı Yahya Kâhya’nın kendi başına düşünmesi ve gerçekleştirmesi olanaksız gözükmektedir.
Bu durumda, Yahya Kâhya (veya Kaptan) kimin talimatıyla bu katliamı gerçekleştirmiştir?
Bu konuda yazılı bir talimat bilinmiyor. Böyle durumlarda iki soru sorulur: Öldürülenlere kimler düşmandı? Bu kişilerin öldürülmesi kimin işine yarayabilir?
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının öldürülmesi konusunda bu sorular sorulduğunda, kuşkular bir kesim üzerinde odaklanıyor.
Bu konuda yapılan bazı önemli çalışmalar vardır.
Önemli, kapsamlı ve güvenilir bir çalışma, Yrd.Doç.Dr.Yavuz Aslan’ın Türkiye Komünist Fırkası’nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi, Türkiye Komünistlerinin Rusya’da Teşkilâtlanması (1918-1921) kitabıdır. Bu kitabın 22 sayfalık bölümü “Mustafa Suphi ve Arkadaşlarını Kim Öldürttü?” başlığını taşımaktadır. (Aslan,1997;338-359)
Aynı değerde diğer bir çalışma, Mete Tunçay’ın Türkiye’de Sol Akımlar (1908-1925) kitabıdır. Bu kitabın da 20 sayfalık bölümü Mustafa Suphi’ye ilişkindir (Tunçay,2009;326-345). Rasih Nuri İleri’nin 1970 yılında yayımlanan Atatürk ve Komünizm kitabında bu konuda bir bölüm bulunmaktadır. Emel Akal’ın Toplumsal Tarih Dergisi’nin Ekim 2001 tarihli sayısında yayımlanan “Dr.Şefik Hüsnü’nün Bir Konuşmasında ve İttihat ve Terakki Erkânının Yazışmalarında Mustafa Suphi” makalesinde ilginç ve benim de katıldığım değerlendirmeler bulunmaktadır. (Akal,Ekim 2001;6-12) Ergün Aybars’ın “Mustafa Subhi’nin Anadolu’ya Gelişi, Öldürülüşüyle İlgili Görüşler ve Erzurum’dan Trabzon’a Gidişiyle İlgili Belgeler” makalesi de çeşitli belgelerin derlendiği önemli bir çalışmadır. (Aybars,Ergün, A.Ü.DTCF, Tarih........© Veryansın TV
visit website