menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

1960’ların ‘sosyal demokratları’ bile anti-emperyalistti

13 8
27.03.2025

Yıldırım Koç yazdı…

Günümüzde kendisini “sosyal demokrat” olarak nitelendiren kişi ve örgütler, ABD ve Avrupa Birliği emperyalizmine karşı çıkmıyor, özelleştirmeyi savunuyor, NATO yanlısı bir çizgi izliyor, Kemalistlikten söz etmiyor.

Halbuki, 1960’lı yılların sonlarında birkaç yıl faaliyet gösteren Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu (SDDF), adı “sosyal demokrat” olsa bile, genel olarak Kemalist bir çizgi izliyordu.

1960’lı yılların ikinci yarısında, Türkiye’de “İsveç sosyalizmi” ve hatta “İsrail sosyalizmi” konuları tartışılıyor ve bazı çevrelerce örnek olarak gösteriliyordu. Ancak kendisini “sosyal demokrat” olarak nitelendirenler, İsveç’teki uygulamalara ilişkin örnekler verseler de, anti-emperyalist bir çizgiyi savunuyorlardı.

SDDF andında şöyle deniyordu: “Ülkemin bağımsızlığı, halkımın eşitlik ve özgürlüğü için tüm emperyalistlere, onların yerli ortaklarına karşı bugünkü bozuk düzen yıkılana, insanca bir düzen kurulana dek halkçı ve demokratik kavgamı sürdüreceğime and içerim.” (Hürkan, Serhat, Ortanın Solu’nun Ulusal Ülkücüleri (Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu’nun Öyküsü), Sinemis Yay., Ankara, 2007;158) Ayrıca Atatürk’ün Bursa Nutku da sahipleniliyordu.

SDDF’nin 1969 yılında yapılan üniversite giriş sınavlarında dağıttığı bildiride şöyle deniyordu:

“Sosyal demokrasi, bugünkü bozuk düzende daima sömürülmeye mahkum işçi, köylü, küçük esnaf ve memur kitlelerine dayanan bir devrim hareketidir. (…)

“Sosyal demokrasi, yabancı şirketlerin sömürü kaynağı haline gelmiş tüm milli servetlerimizin devlet tarafından işletilmesini, ithalat ve ihracatın bir avuç vurguncudan kurtarılıp halkçı bir düzene kavuşturulmasını, milli sanayimizi engelleyen montajcılık oyununa son verilmesini, milli harp sanayinin ve milli ilaç sanayinin öncelikle kurulmasını, bugünkü vergi sisteminin sadece çalışan, alın teri döken vatandaşların katlandığı bir külfet olmaktan çıkarılıp, sosyal adalet ilkelerine uygun bir düzeye kavuşturulmasını, köylümüzü aracı ve tefecinin elinden kurtarmak, ürününü en iyi şekilde değerlendirmek için yaygın bir kooperatifleşme hareketine girişilmesini, eğitimimizi gerçekten milli bir bünyeye kavuşturmayı, tüm halk........

© Veryansın TV