menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin en büyük sınavı

34 5
20.04.2025

Yavuz Alogan yazdı…

Baktığımız her şeyi göremeyiz. Bakış tektir, iki gözünüzle dümdüz bakarsınız. Kürsüden meydana ya da meydandan kürsüye bakarsınız. Görmek ise çoğuldur. Baktığınız şeyi başkasından farklı görürsünüz. Düşünceniz görme biçiminizi belirler. Tersi de geçerlidir: hızla yaygınlaşan, genel geçer olan bir görme biçimi de düşüncenizi belirleyecektir.

Mesela benim keresteden özenle yontulmuş bir Pinokyo gördüğüm yerde, bir başkası karizmatik bir kurtarıcı lider görebilir. Umut insanın yaradılışında vardır, bu yüzden bazı şeyleri görmek istemezsiniz ya da şimdilik unutmayı tercih edersiniz.

Yüz binlerce insanı sokaklara çıkaran meydanları dolduran kitle hareketine, Yozgat ve Bergama’da traktörleriyle yürüyen çiftçilere, yeniden özgüven kazanan işçilerin emek mücadelesine, duvarlara “Halk Saray’dan büyüktür!” diye yazan isyancı gençlere, Adliye’nin önünde pür neşe “Çağlayan Şenliği” düzenleyen üniversite öğrencilerine, “Başöğretmen’in izniyle” ilk kez boykot yapan lise öğrencilerinin isyanına bakan kişi, “Bunlar erken seçim istiyorlar, falancayı çok seviyorlar,” diye düşünebilir.

Bir başkası, halk hareketinin siyasî toplumu ayrıştırıp dönüştüreceğini, bütün yurttaşları halk ile Devlet arasındaki ilişki konusunda eğiteceğini, giderek muhalefetin politikalarını ve söylemini de sorgulayacağını ve farklı kişilerle aynı sistemin devamına razı olmayacağını düşünecektir.

Kitle hareketinin erken seçimi birleştirici bir talep olarak benimsemesine, muhalefetin imza toplayarak seçimi zorlamasına kimse itiraz edemez.

Erken seçim süreci, iktidardan vazgeçmesi kendi açısından........

© Veryansın TV