menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Molok

32 3
16.03.2025

Yavuz Alogan yazdı…

Devlet meselesinden zihnimi kurtaramıyorum. O meşhur şarkının bir sözcüğünü değiştirerek ifade etmek gerekirse, “Bana her şey Devlet’i hatırlatıyor.” Sokaklarda, çarşılarda, kitaplarda, ekranlarda, hayatın her alanında, her ânında Devlet yeni yüzüyle kendini gösteriyor.

İnsanlığın yüz yüze geldiği bütün sorunlar orada, Devlet katında düğümleniyor. Oradaki düğüm çözülmedikçe ya da kesilmedikçe sorunların çözümü mümkün görünmüyor.

21. yüzyılın şu ilk çeyreğinde “Devlet” kavramı sanki değişim geçiriyor.

Seçimle kurulan hükümetin siyasetten bağımsız güçlü kurumları olan Devlet’i, kendisinden önce yürürlüğe girmiş olan anayasa ve kanunlara uyarak sınırlı bir süre için yönettiği, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında bütün dünyaya hâkim olan “ideal” model, evreler hâlinde sönümleniyor.

Bu model, yerini, parayla ve algı yönetimiyle kazanılan seçimlerle kurulan hükümetin mevcut anayasa ve kanunlara uyma mecburiyetini görmezden gelerek ya da bunları iktidarına süreklilik kazandıracak şekilde değiştirerek, Devlet’i bütün kurumlarıyla birlikte yutup sindirebildiği yeni bir modele bırakıyor.

Bu modelin altyapısını mümkün kılan, birbirine bağlı sayısız etken var: aşırı derecede biriken (temerküz eden) sermayenin medya ve siyaset alanını istilâ etmesi, gelişen imalat teknolojisinin emekçi sınıfların üretimden gelen gücünü zayıflatması, bilişim teknolojisinin Devlet’in kitleler üzerindeki denetimini kolaylaştırması, iletişim sistemlerinin ve bilgi kaynaklarının, görünürlüğü ve ulaşılabilirliği sınırlayacak şekilde yönlendirilmesi vb gibi…

Yeni Devlet’i tanımlarken “Moloch/Molok” (ya da Molek) kavramı akla geliyor. Molok, antik çağlardan gelen bir tanrı figürü. Acımasız gücü, mutlak otoriteyi temsil eder. Yok edici güçlere ve vahşi tutkulara sahiptir. Molok’un en modern versiyonuna yalancılık, sahtekârlık, tuzakçılık, oyunculuk, farklı görünmek için kılıktan kılığa girme gibi vasıfları da eklemek gerekir.

Kavram, giderek her türlü denetimden kurtulan, yıkıcı özellikler ve kendini yok etme potansiyeli taşıyan, gücünü kendi enerjisinden alan (perpetuum mobile) sistemleri anlatmak için kullanılıyor. Kitleler ve bireyler farkında olmadan bu sisteme ekleniyor, onun parçası oluyorlar. Yapay zekâ Molok’un hizmetine giriyor mesela; zamanla, sadece üretim süreçlerini değil bütün meslekî faaliyetleri, bu arada savaşları, hatta kültür ve sanatı, insanların zihin yapılarını ve duygu durumlarını yönetebileceği söyleniyor.

Bütün bunlar elbette bilinen kapitalizmin sonuna işaret ediyor fakat aynı zamanda üretim tarzlarının, dolayısıyla bütün toplumsal sınıfların dönüşüm geçirmesiyle, kapitalizmin bilinen bütün tanımlarının da ötesine geçiyor.

Bu bağlamda en önemli gelişmelerden biri, bilinen hâliyle “kamuoyu”nun giderek yok olmaya yüz tutması,........

© Veryansın TV