menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devleti düşünürken

37 25
19.01.2025

Yavuz Alogan yazdı…

Devlet’i düşünme eylemimi bisiklet sürdüğüm süreyle sınırladım: yaklaşık bir saat! Bu süre içinde sadece Devlet’i düşünüyorum. Böylece günün tamamında sürekli Devlet’i düşünerek dağılmaktan kurtulmuş, insan zihnine küşayiş (parlaklık) veren soğuk ve açık havadan istifade etmiş oluyorum.

Düşünme yöntemim, ayıklamak. Sürekli ayıklıyorum.

Üst perdeden atıp tutan siyasî parti başkanlarının faydasız sözlerini, sırıtarak yaylana yaylana yürüyen müzakereci İmralı heyeti komedyenlerinin demeçlerini, AKP ve CHP belediyeleri arasında süregiden rant, ihale fesadı ve yolsuzluk kavgalarını ayıklıyorum.

Siyasî sistemin kılcal damarlarına kadar tıkanıp yozlaştığını, Yüce Meclis’in Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye’ye verdiği bölgesel görevi yerine getirmeye hazır olduğunu, belediyelerdeki yolsuzlukları karşılıklı olarak görmezden gelmek için iktidar ile muhalefet arasında yapılan örtük/zımni anlaşmanın paçası tutuşan Saray’ın hamlesiyle bozulduğunu anlıyorum.

Montesquieu’yle birlikte kanunların ruhunu çağırıyorum fakat gelmiyorlar. Ülkede kanun nizam hâkimiyetinin kalmadığını, anayasa ve kanunların fiilen ilga edildiğini, fakru zaruret içinde harap olan milletin netice vermeyen siyasî atışma ve tartışmalarla bitap düştüğünü, giderek seçimlerden umudu kesmeye başladığını görüyorum.

Bütün bu görüntüleri ayıklayıp bir kenara koyuyorum.

Ayıkladıkça Devlet en çıplak hâliyle ortaya çıkıyor. Bunun bir Parti Devleti olduğunu, yani programıyla, ideolojisiyle, kültürüyle tek bir siyasî partinin Devlet olarak örgütlenmiş hâli olduğunu görüyorum. Yani Devlet’in esas teşkilatı (teşkilat-ı esâsîsi) iktidardaki siyasî partinin kendisi oluyor. Onun icraatını reddettiğiniz zaman Devlet’e isyan etmiş sayılıyorsunuz. Muhalefet etmek için kurduğunuz siyasî parti seçimlere girdiği zaman Devletle rekabet ediyor. Seçimleri kazanmanız hâlinde siyasî iktidarın, mesela Saray’ın bahçesinde bir devir teslim töreni düzenleyerek iktidardan vazgeçeceğini, Devlet’ini de yanına alarak muhalefete çekilebileceğini umut ediyorsunuz.

Barışçı geçiş imkân ve ihtimalinin yok denecek kadar az olduğu görülüyor.

Siyaset biliminde Devletler, egemenlik yapısına, yönetim biçimine ve iktisadi sistemine göre sınıflandırılır. Ele aldığımız konu bağlamında bizi ilgilendiren, yönetim biçimine göre yapılan sınıflandırmadır. Buna göre Devlet; Cumhuriyet, Demokrasi, Monarşi, Teokrasi, ya da askerî diktatörlük, faşizm vs biçiminde Totaliter olabilir.

Bizdeki Parti Devleti bunların hiçbirine denk düşmüyor.

En yakın düşen yönetim biçimini uydurmak gerekirse, teokratik olmaya çalışan, görünüşte meşruti........

© Veryansın TV