Cumhuriyetin ölmez nigâhbanı
Yavuz Alogan yazdı…
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla demokratik ve laik cumhuriyete bağlılık yemini eden beş teğmenin albay, yarbay ve binbaşı rütbesinde üç disiplin amiriyle birlikte ordudan ihraç edilmesi, Türkiye için bir dönüm noktası ve tarihsel bir kırılma ânıdır.
Bu insafsız kararla TSK’nin yüksek komuta kademesi Kemalizm’den ve Devrim Kanunları’ndan ayrıldığını ilan etmiş oldu. Rektör sıfatlı sivil bir başıbozuk paşasının emrine verilen Şanlı Harbiye, Mustafa Kemal’in askerlerine sahip çıkamadı. Cumhuriyetin ölmez nigâhbanı ağır bir yara aldı.
İhraç kararı, Atatürk ilke ve devrimlerinin kıymetini bilen halkın büyük çoğunluğunun kalbini kırdı, şeriat devleti kurmaya azmetmiş azınlığın cüretini artırdı. Bu kalp kırıklığının ve cüretin sonuçları olacak. İhraç kararını verenler, sırf Reis’in gönlü olsun, “Siz kime kılıç çekiyorsunuz?” sözü havada kalmasın diye altına girdikleri ezici sorumluluğun, yarattıkları tehlikenin farkındalar mı?
En sıradan insan bile ordu disiplininin tarikat/cemaat hiyerarşisine bağlı asker için değil, Atatürk ilke ve devrimlerini savunan asker için geçerli olduğunu gördü.
Gördüğümüze inanacak olursak, TSK’nin giderek Saddam’ın ya da Esat’ın ordusuna dönüşeceğini, savaş koşullarında tıpkı o ordular gibi davranacağını, tarihimizin en acı sayfalarını oluşturan Balkan Savaşı faciasının (1912-1913) tekrarlanacağını düşünmemiz gerekir.
Peki gördüğümüze inanalım mı? Yoksa kesin sonuca varmak için henüz erken mi? Bence henüz erken. Parti Devleti’nin kaçınılmaz çöküş sürecinde ihraç olayıyla gelen bu tarihsel kırılma ânının telafisi için pek çok fırsat doğacak. Yemin ve ardından gelen ihraç, askeriyenin tamamında yankılanarak önlenmesi artık mümkün olmayan saflaşmayı daha da keskinleştirecek.
Teğmenler, tarihe geçen şanlı eylemleriyle, Türk ordusunun içinde sadece tarikat ve cemaatlerin değil, laik demokratik sosyal hukuk devletini savunan Kemalistlerin de var olduğunu gösterdiler.
Sloganları ve yeminleriyle, kılıç çatmalarıyla teğmenler, Türk Ordusu’nun komuta kademesinin Saray Rejimi’nin ideolojik (ideolojik!) hegemonya alanına girdiğini de tartışmaya yer........
© Veryansın TV
