Çözüm süreci nasıl gidiyor?
Yavuz Alogan yazdı…
Sayın Saray yeni çözüm süreci için “hamdolsun sıkıntı görünmüyor,” dedi. PKK’yi temsil eden DEM ise süreci anlamaya çalışıyor.
Bu partinin bütün sözcülerinin bütün açıklamalarında -tek tek alıntı yapmaya gerek yok- “Önder” Apo’ya, Kandil’e ya da PYD’ye ters düşme ya da bunlardan biri veya hepsi tarafından yanlış anlaşılma kaygısı, yanı sıra telaş ve sabırsızlık görülüyor. Girdikleri angajmanın nereye götüreceğini bilemiyorlar. “Rehber” Apo, Kandil ve Rojava arasında sıkıştılar; yeni çözüm süreci içinde kendi yerlerini arıyor, istikametlerini bulmaya çalışıyorlar.
İmralı’daki “önderlik”leri “PKK’nin ömrü bitmiştir,” derken, Kandil “Özgürlük hareketi için yeni bir dönem başladı” diyor; birisi “Türk devleti ve milletiyle bütünleşelim” derken, diğeri “Kürt demokratik ulusallaşması”ndan söz ediyor. Birbiriyle çelişen çok kavram var, birini seçmek diğerlerini dışlayacak.
Bahçeli’nin “Yeni yüzyılda yeni bir millî kimlik oluşturacağız” sözüyle heyecanlandıklarını fakat ikide birde Türk milletinin Türk-Kürt-Arap ümmeti olarak yeniden tanımlanmasına biraz yabancı (ve suskun) kaldıklarını, yeni millî kimlikte Araplara da yer verilmesinden pek hoşlanmadıklarını anlıyoruz.
Kapalı kapılar ardında verilen sözlerin hükmü olmadığını geçmiş tecrübelerinden biliyorlar. Şu ana kadar somut olarak sadece İmralı’daki “Önderlik”in geleceği, kayyum meselesi ve bazı KCK tutuklularının serbest bırakılması hakkında, bilmediğimiz koşullara bağlı bazı sözlerin verildiğini ancak tahmin edebiliyoruz.
Anayasa tartışmalarına elbette katılıyorlar. Mesela Saruhan Oluç “Anayasa’nın 66. Maddesi etnisite içerdiği için sorunludur,” dedi. Reisleri ve TBMM, Anayasa’dan “Türk etnisitesi”ni (!) çıkarmaya hazır görünüyor.
Fakat DEM’in esas olarak Türkiye sınırları içinde Suriye’nin kuzeyindeki Rojava gibi bir “demokratik özerk” bölge istediğini, Cumhur İttifakı’nın tanımladığı gibi bir “Türkiye partisi” olmak istemediğini, geçmişteki ve şimdiki söylemlerine bakarak........
© Veryansın TV
