Apo kapanı
Şahin Filiz yazdı…
Emperyalist güçler, tutsak edemediği Türk Milleti’ni etnik ve mezhepsel parçalara ayırıp birbirine düşürmek ve sonunda 102 yıllık Cumhuriyetimize diz çöktürmek için uluslararası ikinci yalan olan “Kürt Sorunu”na sığınarak ikinci ihanet sürecini dayatmaktadır. “Kürt Sorunu”, “Ermeni Soykırımı” yalanından sonra ikinci büyük yalan, ikinci büyük iftira ve kandırmacadır. Kürt’ün sorun olduğu yalanına inanan ya da inanıyormuş gibi görünüp işin parsasını toplayanlar homojen bir topluluk değil, her ırk ve mezhepten yalanperest insanlardan oluşuyor. İkinci ihanet süreci, bir Apo Kapanıdır ve bu kapan, yalnız Türkiye Cumhuriyeti’ni değil, topyekûn Türk Milleti’ni, özellikle de Kürd’üm diyen yurttaşlarımızı hedef almaktadır. PKK’nın fesih oyununu, Suriye’deki ABD-İsrail destekli SDP-YPG terör devleti oluşumunu çoğumuz biliyoruz, bu yüzden tekrarlamayacağım. Ben, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adı altında Apo Kapanı’na nasıl yol verildiğine, bunun siyasal yönleriyle birlikte ahlaksal sonuçlarına değineceğim.
Komisyonun adına bakalım: “Milli dayanışma” nedir? Terör örgütü ve bebek katili, “Milli dayanışma”nın paydaşı mıdır? 50 bin canımıza kıyan, elleri kanlı bir örgütü ve ele başı, nasıl olur da mili dayanışmanın muhatabı olabilir? Türk Milleti’ni 50 yıldır Türk-Kürt, kadın-çocuk, asker-sivil demeden katleden sonra bu katliama, “Kürt Sorunu” gerekçesi uyduran Apo ve yandaşları, nasıl olur da ‘milli dayanışma’ için görüşmeye layık görülebilir? Milli dayanışmanın, kardeşliğin, demokrasinin asıl düşmanları olan terör çevreleri ve Apo, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti yararına hangi fikri üretecektir? Özellikle Kürd’üm diyen yurttaşlarımıza Apo şimdiye kadar kan, gözyaşı ve katliamdan başka ne vermiştir?
Apo açılımı, isteyerek ya da istemeyerek, komisyonun adını oluşturan tüm olumlu değerleri alt üst etmektedir. Siyasal dinciler eliyle İslam dini nasıl yara almışsa, Apo Kapanı süreciyle millilik, dayanışma, kardeşlik ve demokrasi kavramları da tahmin edilemez yaralar alacaktır. Kürd’üm diyen yurttaşlarımız -ezici çoğunluğu desteklemese de- sanki Apo’nun emir eriymiş gibi afişe edilmektedir. PKK terörü ve uzantıları 50 yıldır binlerce insanımızı millilik, kardeşlik, dayanışma ve demokrasi için mi katletmiştir? Bu nasıl bir adlandırma, nasıl bir akıl tutulmasıdır? Kürt yurttaşlarımız Şeyh Sait kapanı, Seyyit Rıza kapanı, daha onlarcası ve son olarak da Apo kapanı ile denenmekte olan yeni ve en tehlikeli bir oyunla karşı karşıyadır. Bu kapan bu kez Türkiye Cumhuriyeti’ni ve tüm Türk Milleti’ni ipotek altına alacak kadar genişletilmekte, ince planlanmakta ve etrafı birtakım değerlerle şirin gösterilmeye çalışılmaktadır. Taktik değişmiştir. Ama hedef Türk Devleti ve Türk Milleti’dir. Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen ilk dört, 66. Ve 42. Maddeleridir. Bu maddeler değiştirilemez ve eğer değiştirilmeye teşebbüs edilirse, hiçbir toplumsal kesim bunun doğuracağı olumsuz sonuçlardan uzak kalamayacaktır. Yapılan plan ve beklenen sonuç apaçıktır. Bunlar siyasi yıkımları beraberinde getirmekle kalmayacak, etnik bir savaş varmış gibi, milleti birbirine düşürecektir. Kendisiyle dahi barışık olamayan psikopat bebek katili, Türk Milletine mi barış getirecektir?
Apo açılımının ahlaki sonuçları ise siyasi sonuçlarından daha az zararlı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden