menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarihi çarpıtmak ihanettir

11 1
14.03.2025

İsmet Hergünşen yazdı…

1980’li yıllardan beri sınırlarımızın hemen ötesinde cereyan eden olaylar, izleri tarihin derinliklerine uzanan siyasal, sosyal ve askeri çatışmaların sonucudur.

19. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti altında bulunan Ortadoğu coğrafyasında, yine bugün olduğu gibi tarihi kırılmalar yaşandığını görüyoruz.

Arap ayaklanmaları, milliyetçilik hareketleri ve mezhepsel meselelerin hız kazandığı ve Sykes-Picot anlaşmasının uygulamaya konulduğu bu dönemde, Osmanlı Devleti emrivakilerle kendini Birinci Dünya Savaşı’nda bulmuştur.

Savaşın başlamasının 4 ay sonrasında İngiliz Donanması’ndan kaçan Alman Goeben ve (Yavuz) ve Breslau (Midilli) isimli gemilerin Çanakkale’den geçirilmesi ve Rus limanlarını bombalaması Osmanlı Devleti’nin kaderini belirlemiştir.

Bu gemilerden Midilli zırhlısı, savaşın sonlarına doğru Çanakkale açıklarında mayına çarparak batmıştır.

1957 yılına kadar Türk Deniz Kuvvetleri’ne hizmet eden TCG Yavuz Kruvazörü’nün tarihindeki en hazin görevi, 19 Kasım 1938’de Atatürk’ün naaşını İstanbul’dan İzmit’e intikal ettirmesi olmuştur.

Çağın gerçeklerini kavrayamayan Osmanlı Devleti, bu savaşın bedelini tarih sahnesinden silinmekle öderken, yöneticileri de dikkat çekici acı........

© Veryansın TV