menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump/Musk MAGA döneminin kimyası

67 15
09.02.2025

Cem Gürdeniz yazdı…

Kendine MAGA (Make America Great Again) doktrinini seçen yeni Trump/Musk rejimi 1945 sonrası temelleri atılan, 1948’de İsrail’i kurduruan, 1970’lerde değişime uğrayan ve 1990’lar sonrası Neocon- Siyonist yapılanmaya giren Amerikan rejimini Siyonizm dışında kökten değiştirmeye odaklanmış durumda. Mücadele ettiği düşman küresel finans/kapital sahibi ya da vatansız paranın sahibi müesses nizam. Ancak savaştığı bu yapının en güçlü yapı taşlarının aynı zamanda Siyonist olduğu gerçeğini görmüyor. Ayrıca kurduğu ekip devlet tecrübesi, askeri birikim, diplomasi ve müzakere kültürüne sahip değil. Savunma Bakanı haber eski spikeri, Deniz Kuvvetleri Bakanı hayatında savaş gemisine çıkmamış emlakçı, diğer bakanların çoğunluğu geçmiş dönemlerin liyakat ve tecrübe birikimi ile kıyaslanmayacak düzeyde yetersizliğe sahipler. Tek kriter sadakat. Böylesi bir ortamda Elon Musk bürokraside tasfiyeler üzerinden kökten bir değişim yaratmak için düğmeye basmış durumda. Devlet küçülecek ve pek çok memurun işini yapay zekâ alacak. Ancak kararları kim verecek. Trump’ın son Gazze vizyonu gibi kararlar verilecekse ABD ve dünyanın işi zor. Trump bu süreçte savaşları durdurmak gibi hedeflere hizmet edeceğini duyursa da dışarıda yeni krizleri başlatma riski de çok büyük. Diğer bir değişle bir doğru yaparken pek çok yanlış yapma olasılığı çok yüksek. Ancak en önemlisi Trump’ın MAGA rejimi ülkede iç gerilimi hızla başlatma potansiyeline sahip.

ABD, 20 Ocak 2025 sonrası Trump döneminde geleneksel kurucu değerlerinden hızla uzaklaşıyor. Trump’ın Başkanlık İcra Emirleri (Executive Orders) Amerikan demokrasisinin başat prensiplerini ve değerlerini yerle bir etmeye devam ediyor. Hukukun üstünlüğü, bireysel hak ve özgürlükler, azınlıkların haklarının korunması, eşitlik ve en önemlisi güçler ayrılığı prensipleri ayaklar altında. Devlet kurumlarının yeni kurulan Elon Musk Başkanlığındaki DOGE (Hükümet Verimliliği Bakanlığı) tarafından kongre onayı olmadan kapatılması ya da tasfiyesi; kamu memurlarının görevden alınması, vatandaşlık haklarını kazanan azınlıkların sınır dışı edilmesi; 6 Ocak 2020 Kongre baskınında hüküm giyen tüm suçluların affedilmesi; Mc Carthysm yıllarını hatırlatacak seviyede tasfiye, soruşturma ve görevden almalar birkaç örnek. ABD’nin içinde gerçekleşen bu hukuk ve kural tanımamazlık ile Trump rövanşizmi şüphesiz bugünden sonuçları kestirilmesi zor büyük kutuplaşma ve hatta iç savaş eşiğine varacak boyutlarda gerilimlerin artmasına neden olacaktır. 2025 Şubat ayının ilk haftası içinde Elon Musk ve DOGE ekibinin, federal bürokrasi ve hassas hükümet bilgisayar sistemlerinin çoğu üzerinde kontrolü ele geçirdikleri, Sosyal Güvenlik çekleri, vergi iadeleri ve Medicare yardımları da dahil olmak üzere hükümetin tüm ödeme sisteminin denetlemesini yapacak konuma geldikleri; ABD hükümetinin kilit kurumlarının başında gelen Personel Yönetimi Ofisi (OPM) ve Genel Hizmetler İdaresi’nin (GSM) kontrolünü de ele geçirdiği biliniyor. 2 milyona yakın devlet memuruna 8 aylık maaşlarını peşin alarak istifa etmeleri ya da sonuçlarına katlanmaları tehdidinin yapıldığını hatırlatalım. Her ne kadar federal hakimler tarafından bazı uygulamalar durdurulsa da geri kalmış demokrasilerde ancak darbelerde ve iç savaş sonrası yaşanan dönemlerde gözlenebilecek tasfiyeler Trump-Musk döneminde yaşanmaya başlıyor. Bunun adı oligarşik bir darbedir. ABD iç cephesinin büyük bir hızla çöküşünü görme olasılığı her geçen gün artacaktır.

Diğer yandan Amerikan müesses nizamı ile mücadele eden Trump’ın icra emirlerinin bazı iyiliklerinden de söz edilebilir. Örneğin Şubat 2025 başında ABD’nin hibrid savaş yeteneğinin ve CIA’nın en büyük enstrümanı olan USAID (United States Agency for International Development)’in Trump tarafından kapatılması ve ulusal/uluslararası fonlarının dondurulması insanlık için büyük bir adım olmuştur. Türkiye’de de etkin olan bu kurumu Elon Musk, elmanın içindeki kurt olarak değil, kurtlardan oluşan elma olarak nitelemiştir. USAID’in CIA, Soros vakıfları ve NED (National Endowment for Democracy) ile özellikle kenar kuşak jeopolitiğinde önemli yer tutan ülkelerde renkli devrimleri, darbeleri, rejim değişikliklerini gerçekleştirdiği biliniyor. Ancak Trump’ın akla ziyan Gazze Şeridinde yaşayan 2 milyon Filistinliyi Mısır ve Ürdün’e sürerek Gazze şeridine el koyma ve bölgeyi Riviera yapma niyetini 4 Şubat 2025 tarihinde açıklaması yakın tarihte örneği görülmemiş hukuksuzluk ve kural tanımamazlık örneği oldu. Söz konusu sürgün teklifinin köktendinci İsrail Hükümeti adına Netenyahu tarafından ilk kez 7 Ekim 2023 saldırılarından sonra yapıldığı biliniyor. Trump, yeni dönemde Meksika, Kanada, Panama ve Grönland/Danimarka üzerinde dayatma ve egemenlik tartışmalarını başlatırken damadı Yahudi emlakçı Kushner ve Netanyahu etkisinde İsrail adına da Doğu Akdeniz’de akıl dışı projelere girişiyor. Gerçekleştirilmesi zor olan bu projelerin 19. Yüzyıl sömürgeciliğinde, İngiltere’nin Hindistan’da; ABD’nin Kızılderili halklar üzerinde yaptığı etnik temizlik girişimlerinden farkı yok. ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası kurduğu sözde kural temelli dünya soğuk savaşın sona ermesi ile büyük yara almıştı Trump döneminde tabuta son çivinin çakıldığını görüyoruz. Birinci Trump döneminin 2017-2021 döneminde en azından ülkedeki kuvvetler ayrılığı prensibine saygı içinde ve demokrat medya araçlarının karşı propagandası altında askerler, müesses nizamın kurumları ve Kongreye uyum sağladığını hatırlıyoruz. Ancak bu yeni dönemde büyük bir intikam duygusu ve kendine aşırı güven içinde sınır tanımaksızın hareket eden bir rejim görüyoruz. Kendine MAGA (Make America Great Again) doktrinini seçen bu rejimin aynı zamanda Ultra Siyonist hükümeti sayesinde MIGA (Make Israel Great Again) hizmetinde olduğu da açıkça ortada. Kısacası ABD’nin müesses neocon emperyalist yapısıyla her yönden mücadele ederken diğer yandan İsrail emperyalizmine hizmet etmesi en büyük çelişkisi oluyor.

Trump, MAGA doktrininin içini doldurmak için geleneksel Amerikan sağını dijital devlerle güçlendirmeye çalışıyor. DOGE üzerinden yürütülen devleti küçültme operasyonlarının bir amacının da yeniden şekillendirilen devlet gücünü sosyal medya ve diğer medya güçleri üzerinden kullanarak halen çok güçlü olan müesses nizamın yönlendireceği kitlesel eleştirileri azaltmak ve hukuki operasyonlara meydan vermeyecek şekilde Trump’ın temsil yeni otoriter sağın halka hazmettirilmesine yönelik olduğu anlaşılıyor. Trump’ın sadakat esaslı oluşturduğu kabineye bağlı tüm kurumlarda büyük bir bürokratik temizlik yapılarak gelecek on yıllara esas teşkil edecek kalıcı bir Trump ve MAGA yanlısı habitat oluşturuluyor. Bu kapsamda Trump’ın yemin töreninde Elon Musk, Mark Zuckerberg, Jeff Bezos ve Sundar Pichai gibi dijital dünya liderlerinin yanında olması bu dönemin habercisi oldu. Şimdi artan ithalat vergileri nedeni ile enflasyonun artacağı ve dolayısı ile sosyal gerilimin artacağı bir ortamda gerilim ancak otoriter devlet ve sosyal medyanın kontrol edileceği dijital polislik ile kontrol altında tutulabilir. Dijital polislik dönemi dijital kültüre alıştırılan ve tamamen bağımlı hale gelen ABD’de uygulanması kolay bir yöntem olacak. Bugün de Trump yönetimi özellikle demokratların öncelik verdiği ‘’Woke kültürüne’’ karşı başlattığı savaşta tutucu geleneksel sağı, dijital teknolojinin getirdiği teknik ve sosyal medya kolaylıkları ile donatarak siyaseti farklı bir kimya ile donatmayı hedefliyor. X, Facebook, Washington Post gibi yakın müttefiki sosyal medya ve medya sahiplerini yakınında tutması önemli. ‘’Woke” terimi 2014’ten beri, köleliğin, ırk ve cinsel tercih ayrımcılığının toplumsal sonuçlarının farkında olan insanları tanımlamak için kullanılıyor. ABD, dönem dönem halkın enerjisini değişik alanlara yöneltmeyi denemiştir. Örneğin II. Dünya Savaşı’ndan sonra, ABD’de dini duyarlılık ve bağlılıkta önemli bir artış görüldü. 1954’te okullarda okunan Bağlılık Yeminine ‘’Under God-Tanrı’nın altında” eklendi.1955’te dolar banknotuna “In God We Trust-Tanrı’ya Güveniyoruz” eklendi. Anti komünizm bu süreçte etkili oldu. Ne de olsa komünistler ateist idi ve ABD karşısında konumlanmalıydı. ABD her zaman düşmana ihtiyaç duyduğundan dini inanç, vatanseverliğin bir göstergesi ve komünizme karşı bir savunma olarak teşvik edildi. Evanjelistler, ulusal bir canlanma mesajı vaaz ederek öne çıktılar. Özellikle Siyah kiliseler, Sivil Haklar Hareketi’nde önemli bir rol oynadı. Birçok dini lider, sosyal adaleti ahlaki ve İncil’e uygun terimlerle çerçeveledi. Neoliberalizm de 1980’lerden sonra ABD’de tüm değerleri yeniden formatladı. Özellikle WOKE kültürü ve LGBTQ hareketi demokratlara oy veren kıyı kesiminde adeta dini bir coşku ve tutuculukla savunuldu. MAGA doktrini tüm ABD’ye bu kez tutucu sağ değerleri oligarşik tekno devletin olanakları kullanılarak dijital dünya üzerinden aktaracak. Bu durumun ithalata uygulanan yüksek vergiler ve sınır dışı edilen ucuz iş gücünün kaybedilmesi ile artacak enflasyon ve hayat pahalılığı sonucunda oluşacak halk hareketlerini bastırmada nasıl kullanılacağını zaman gösterecek.

Trump’ın söylem ve eylemlerine bakarak kendisine geçmişten 4 Başkanı örnek aldığı ya da ona akıl verenlerin ona tavsiyede bulunduğu söylenebilir. ABD’nin 5. Başkanı, kurucu atalardan James Monroe; 7.Başkanı eski asker Demokrat Parti kurucusu Andrew Jackson; 25.Başkanı Avukat Cumhuriyetçi Partili William Mc Kinley ve Güç Yolu ile Barış paradigmasının sahibi ABD’nin 40. Başkanı Ronald Reagan’ın uygulamalarını örnek aldığını söyleyebiliriz. ABD’nin 18.yüzyıldaki kurucu ataları arasından son başkan olan James Monroe ekonomik korumacılık, göçmen karşıtlığı ve Amerikan çıkarlarının üstünlüğü üzerine politika uyguladı. Monroe doktrini ile batı yarımküresinde Avrupalı güçlerin Amerika kıtasına müdahale etmesini engelledi. İç politikada icra emirleri, çok güçlü başkanlık yönetimini öne çıkararak Kongre ve yargıya çok sık müdahale etti.

19.yüzyıl başındaki Başkan........

© Veryansın TV