ABD-İran flörtü?
Dr. Barış Adıbelli yazdı…
İran, 1979 yılına kadar ABD ve İsrail’in Orta Doğu’da bir numaralı stratejik ortak ve müttefikiydi öyle ki İran Amerikan silahlarıyla Orta Doğu’nun en güçlü ordusuna ve istihbaratına sahipti. ABD ve İngiltere, İran’da Şah yönetimini 1953’teki Musaddık Hükümetine karşı darbeden bu tarafa destekliyorlardı.
Geçtiğimiz cumartesi günü Umman’da ABD ve İran arasında dolaylı görüşmeler başladı. Görüşmelerde İran tarafını Dışişleri Bakanı Arakçı, ABD tarafını ise Trump’ın özel temsilcisi emlak kralı Steve Witkoff temsil etti. Görüşmelerden sonra tarafların yaptığı açıklamada görüşmelerden memnun olduklarını gelecek hafta cumartesi günü de bir başka ülkede görüşmelere devam edecekleri söylendi. Başından beri İran, ABD ile doğrudan görüşmelere karşı çıkıyordu ve olası görüşmelerin dolaylı olması isteniyordu ancak dolaylı görüşmelere de Trump karşı çıkıyordu. Her nasıl olduysa Umman’da adı dolaylı ama gerçekte doğrudan görüşmeler gerçekleşti. Trump, eğer İran görüşmelerden sonra uzlaşmaya varmazsa İran’ın başına çok büyük hadiselerin geleceği konusunda defalarca tehditte bulundu. en son Beyaz Saray Sözcüsü İran’ın bir anlaşma imzalamaması halinde cehenneme gideceğini söyledi.
Aslında, Trump’ın amacı kendi deyimiyle İran’ın sonsuza dek nükleer silah edinememesidir. Lakin öteden beri ne hikmetse bu kadar tehdide rağmen Trump, İran’ı doğrudan cezalandırmak veya İran’a sınırlı da olsa bir askeri operasyon yapmak yerine İran’la diplomasi üzerinden müzakerelerde bulunup yeni bir anlaşma imzalamalarının peşinde koşmaktadır. Geçmişte, İsrail ve ABD’nin söylemlerine bakıldığında Trump’ın bu politikası biraz çelişkiler barındırıyor. Hatta akıllara delice sorular getiriyor: Acaba Trump her şeye rağmen İran’ı kaybetmek istemiyor mu? Yıllarca, ABD, İran’ı bir tehdit, bir canavar olarak göstererek körfezin zengin Arap ülkelerine milyarlarca dolar silah sattı. Şimdi........
© Veryansın TV
