menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İp Gergin, Cambaz da

14 0
18.05.2025

İnsan, bir tek kendini bulamıyor, sadece ardında bıraktığı izi sürüyor. Kendi bıraktığı, daha evvelinde başka bir hal ile yol alırken ardında bıraktığı izi sürüyor. O izi sürerken ardında yeni bir iz bırakıyor kendine, kendini ararkan sürebilsin ama bulamasın diye. Bir kovalamaca oyunu gibi kendi, kendisini kovalıyor. Kovaladıkça kaçan bir ateş böceği gibi. İyi de oluyor böyle. Zaten başka türlü olması da bu dünya hayatının doğasında mümkün değildir. İnsan ne zamanki kendini yakalar, o zaman o ışık söner. Tüm eksiği ile, tüm hatası, günahı ve sevabıyla bu kovalamaca bu arayış son bulur.

İnsan kendini bulamıyor bir tek. Bunun ilahi bir sebebe mebni olduğunu bilmezse yahut bir an olsun unutursa kendini bulamamanın türlü faturalarını bazen kendine bazen içinde bulunduğu zamana, bazen de çevresine kesmeye kalkıyor. Sabırsızlanıyor haliyle, öfkeleniyor sonra. Türlü soruları sorun haline getiriyor, vesair vesairun vesairatun.

Kendi halimin melalini, insan başlığı altında toplayıp genelleştirmeyi ne de çok seviyorum görüyorsunuz. İnsan derken hep kendimden bahsettiğimi ifşa etmiş mi oluyorum böylece? Ne yani, elimde bir fotoğraf makinesiyle durmadan bir şeyleri kadrajlayıp ardından okumalar yapan yahut yaptığını sanan -hayır hayır yaptığımı sanmıyorum, bilakis yaptığıma inanıyorum. Siz öyle sanabilirsiniz, önemi yok ve bunun benim inancıma tesiri de yok- bir laf cambazı mıyım ben? Mesela az önce evin balkonundan, sağı ve solu mahallenin binaları tarafından kırpılmış erciyesin güzel (evet buna rağmen yine de güzel) bir suretiyle karşılaştım. Fotoğrafçı refleksiyle hemen çantamdaki makineye davranıp bu güzel manzarayı fotoğraflamayı düşündüm. Bir kaç dakika bu sancıyla kıvrandıktan sonra vazgeçtim. Manzaranın bana o anki nüfuzunu bölmek istemedim. Uzunca seyre koyuldum. Seyrettikçe seyreldim. Seyreldikçe seyir ettim. Aslında manzara değildi bana nüfuz eden, tersine ben ona nüfuz ediyordum ve o da bana kendindeki beni resmediyordu. Ya da, yani ya da bunların hepsi laf ebeliği, yani bu güzel manzarayı fotoğraflamayışımın tüm bu anlattıklarımla hiçbir alakası yoktu. Ya da, yani makinemi kim diğer odadan gidip alacak ayarları tazeleyip çekeçek. Yani ya da çok düşengeçtim uğraşmak istemedim, hepsi bu. Yukarıda az biraz felsefesini yaptığım........

© Venhar Haber