Yüzyıllardır süregelen emperyal planların kıblesi değişmedi: Ortadoğu. Petrolüyle, stratejik konumuyla, medeniyetlerin beşiği olmasıyla bu kadim coğrafya, her dönem küresel güçlerin iştahını kabarttı. Bugün gelinen noktada ise hem sahne hem de senaryo artık çok daha açık: ABD ve İsrail, Ortadoğu’yu parça parça zayıflatıp, nihai darbeyi Türkiye’ye vurmak istiyor. Batı ise bu “büyük oyunu” izlemekle yetinmiyor, planın taşeronluğuna da soyunuyor.

İsrail’in kuruluşundan bu yana temel güvenlik doktrini, etrafındaki devletlerin ya bölünmesi ya da sürekli istikrarsızlık içinde kalmasıdır. Bu strateji doğrultusunda Irak üçe bölündü, Suriye iç savaşla lime lime edildi, Lübnan sürekli karışıklık içinde, Ürdün diken üstünde. Şimdi sırada İran ve Türkiye var. Ancak İsrail için asıl "büyük tehdit", güçlü bir Türkiye’nin varlığıdır.

ABD ise Ortadoğu’da askeri üslerle, vekil terör örgütleriyle ve hibrit savaş teknikleriyle yıllardır düzen kuruyor. Bu düzenin merkezinde "kontrol edilebilir devletçikler" var.........

© Ülkücü Medya