Türkiye’nin kadim tarihi ve kültürel alt yapısı “tek devlet” ve “merkezi yönetim” üzerine kurulu.

Osmanlı Devletimizde özerk bölgeler vardı, ama bunlar devletin çelik çekirdeğinde değildi. Mısır, Bağdat, Mekke, Bosna gibi yerlerdi.

Bunun dışında “federasyon, özerklik” gibi yapılar Türkiye'nin yönetim tarzı olamaz.

Bunu “din, dil, ırk, üstünlük, azınlık, özgürlük, özyönetim” çerçevesinde söylemiyorum. Ben bir sistemin tarihi kökenlerinin hakikatini vurguluyorum.

Beylikler dönemi bizim için “fetret” devridir.

Bu açıdan Türkiye'de “resmi dil” bir tane değil de iki tane olursa bunun sonu federasyon olur. Onun sonu da “manda ve himaye” kabul etmeyen ama başını da terör ve darbeden kaldıramayan süreçler olur.

“Türkiye'de anadilde eğitim sorunu var” diyenler kavramları yanlış kullanıyor.

Ne çekiyorsak “ortak kavramlar” oluşturamamaktan çekiyoruz.

“Anadilde eğitim talebi” diye işi yumuşatmayın ve açık açık, “İkinci Resmi Dil istiyoruz” deyin.

Burada mesele Kürtçe değil!

Kürtçe şahane bir dildir. Geliştirilmeli ve yaşatılmalıdır. Ben Türkçe’den sonra Kürtçe’yi tercih ederim.

Burada dert Kürtçe değildir. Resmi dil Türkiye’de birden fazla olursa bu federasyonu ve nihayetinde Türkiye’nin bölünerek küçülmesini getirir. Kaldı ki Türkiyesiz bir federasyon zaten ayakta kalamaz.

Şayet Türkiye’ye bağlı bir federasyon olacaksa bu ancak mevcut topraklarımıza bağlanacak “diğer topraklarla” mümkündür. Yani Türkiye bağlı bir Suriye, Irak, Ermenistan olabilir.

“PKK LAĞVEDİLECEK”

DEM Parti ve TBMM turları derken “Terörsüz........

© tv100