menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İNSANLIK VİCDANI GAZZE’DE YANDI, BİTTİ, KÜL OLDU

12 0
06.05.2025

Vicdanla Alakalı Bazı Sözler

Gündelik hayatta sürekli şu sözlerle karşılaşırız:

Bu insanda vicdan, merhamet kalmamış.

Zerre kadar vicdanı olan bu işi yapmaz.

Vicdan bunun neresinde?

Allah sana vicdan, merhamet versin!

Ne vicdanlı adam ama!

Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir.

İnsanlık için en tehlikeli güç “vicdan freni” olmayan güçtür.

Hiçbir vicdan sahibi, haksızlık karşısında susmaz; susarsa, vicdanı yanmış demektir.

Ahlak ve adaletin kılavuzu vicdandır.

Haklı haksız gözetilmeksizin salt menfaatin söz konusu olduğu yerde vicdan susar.

En mükemmel adalete, vicdan terazisinde tartarak ulaşılır.

Vicdan, hakkı batıldan ayıran en yanılmaz hâkim ve hakemdir.

Kötülerin cehennemi, vicdanlarıdır.

Vicdansızların, en büyük keyif ve eğlencesi zülüm ve haksızlıktır.

İnsanı fırtınalı, dağdağalı hayatta sahil-i selamete çıkaracak olan kılavuz vicdanıdır.

Vicdansızlar, haksızlık ve katliamlar karşısında acı çekmezler, bilakis haz alırlar.

Haksızlığa karşı susanlar, vicdan yargılamasında haksızlık yapanlar kadar suçludurlar.

Vicdanla alakalı daha başka sözler de vardır; ama şimdilik bunlarla yetineceğiz.

Vicdan Yargılaması

Vicdan, insanın iç muhasebe ve yargılama yapmasını sağlayan manevî, derunî bir güçtür. Vicdan, insanın içinde olan bir meleke, bir manevi kuvvettir.

Vicdan, somut, maddi, gözle görülebilir bir nesne değildir. Vicdanın varlığı, yaşayarak ve yaşanarak, ruhen hissederek anlaşılır.

Bu manevi kuvvetin görevi, hayrı şerden, fazileti rezaletten, zalimliği, caniliği, katliamları adaletten, haklıyı haksızdan ayırmak, kişiyi hayra yöneltip şerden ve kötülüklerden alıkoymaktır.

Kişi haklıyı haksızdan, hayrı şerden, adaleti cinayetten ayırmıyorsa, haksızlığı, adaletsizliği olağan görüyor ya da bunlara tepki vermiyorsa, vicdanı yanmış demektir.

Kişi, vicdanıyla, kendisinin veya başkalarının davranışlarının, insani ve ahlâkî değeri hakkında hüküm verme ve yargıda bulunma melekesine sahip olur.

Yani insan, hadiseleri vicdan terazisinde tartar. Bu terazi kesinlikle yanılmaz. Bu terazide yapılan tartım neticesinde, bazı fiil, tutum ve davranışlar, kötü, haksız, zalimane olduğu anlaşılır ve mahkûm edilir, bazı fiil, tutum ve davranışlar da insanlık hayrına, iyi, güzel, faydalı görülür ve tasvip edilir, methedilir, hep böyle olması arzu edilir, önerilir.

Vicdan insana iki tür yükümlülük yükler.

Birincisi, vicdan‚ kişiyi, kendi davranışları hakkında, ahlakî ve insani değerlerle şekillenen adalet ölçeğinde bir yargıda bulunmaya iter.

İkincisi, vicdan, kişiyi, diğer insanların davranışları hakkında da ahlakî ve insani değerlerle şekillenen adalet ölçeğinde bir yargıda bulunmaya iter.

Vicdan, birinci yönüyle, insanı, kötü, şerli, ahlaki olmayan, zalimane işleri, fiilleri, tutum ve davranışları yapmaktan alıkoyar. Vicdandan mahrum olan kişiler, bu fiilleri yapmaktan çekinmezler.

Mesela, gariban bir insanla karşılaşan birisi, vicdandan mahrumsa, elinde ne var ne yok alır, bir tekme vurur, perişanlığa, sefalete yuvarlar, hatta direnirse ona zarar verir, belki de canavarca zevk alarak onu katleder ya da ona işkence, eziyet eder. Vicdanlı kişi ise........

© Turktime