Narin cinayeti nereye geldi?
Camideki Kur’ân-ı kerim kursundan dönen küçük bir kızcağız ortadan kayboldu. 19 gün arandı. Koca bir köy âdeta tiyatro oynadı. Ağabey E.G’nin kolundaki diş izleri şüphe uyandıran ilk detaydı ancak bunun Narin’e ait olmadığı açıklandı. İddiasına göre, başını kolunun üzerine koyup ağlarken, kendisi ısırmıştı. Gözündeki morluk soruldu, kendine yumruk attığı için mi, yoksa mısır tarlasında gezerken mi olduğunu hatırlamadığını söyledi. Sırtındaki tırnak izlerine ise “Bilmiyorum” cevabını verdi. *** Korkunç olayın gerçekleştiği gün, aracı dere kenarında tespit edilen Nevzat B. sorgulanınca, ilk somut delile ulaşıldı. İtirafçı, Narin’in cesedini amca Salim G’den teslim aldığını, 200 bin lira karşılığında dereye gizlediğini anlattı. 8 yaşındaki yavrucağın çuvala sığdırılan minik bedeni, tam da söylediği yerde, suyun içinden çıktı. Sırada cinayetin failini bulmak vardı… Amca mı, itirafçı mı, ağabey mi, yoksa bir başka kişi mi işlemişti vahşi cinayeti? Ve elbette asıl önemli soru; küçücük bir kız çocuğu, böylesine vahşice niçin katledilmiş ve bütün köy neden gizleme ihtiyacı duymuştu? *** Narin’in battaniyeye sarılı cansız bedenini, gizlemesi için itirafçıya veren amca katil miydi, yoksa cinayeti örtbas etmek için organizatör rolünü üstlenen aracı mı? Çok şey söylendi… Narin’in annesiyle yani yengesiyle birlikte olmaktan tutun da, eşi ve yeğeni ile (Narin’in ağabeyi) aynı uygunsuz ortamda bulunmaya kadar bir sürü iğrenç senaryo ortaya atıldı. İnsanın kolay kolay ağzına alamayacağı, aklına gelse bile dillendirmekten imtina etmesi gereken ne varsa günlerce ekranlarda milyonlarla paylaşıldı. Elde net bir ifade yahut delil olmadan söylenmemesi icap eden ne kadar iğrenç senaryo varsa, fütursuzca kamuoyuna aktarıldı. *** Evet, ortada 8 yaşındaki bir çocuğun vahşice katledilmesi ve bunun köyde birileri tarafından organize şekilde gizlenmeye çalışıldığı aşikârdı… Lakin, amcanın yeğenine tecavüzü, ağabeyin aynı şekilde suçlanması, amca ve yengenin birlikteliği, daha sonra birilerinin bu birlikteliğe başkalarını da katacak şekilde pornografik hikâyeler yazması, sadece o köydeki değil, ekranlarımıza taşınan toplumsal çürümüşlüğü de ortaya koydu. Böylesi iğrençlikler, elde hiçbir delil........
© Türkiye
visit website