Keyfe devam...
Bazen gazetede yazdığım bir yazıyı sosyal medyada paylaşınca öyle yorumlar geliyor ki aynı konuyla ilgili ikinci bir yazıyı yazmak şart oluyor. Yine aynı şey oldu. Keyifle ilgili paylaştığım yazıya gelen yorumları okuyunca, bir sürü yeni şey geldi aklıma. Mesela bir takipçim, “Bu keyif alma takıntısı yüzünden hiçbir işi bitiremiyorum. Acayip maymun iştahlı oldum” diye yazmış. Başka birisi de “Keyif eşekte olur” demiş. Eşek olayına hiç girmeyelim ama maymun meselesi gerçekten önemli. Bir aralar “Uzmanlıkta Tarzan Sendromu” diye bir yazı yazmıştım. Daldan dala atlayarak hiçbir işte uzmanlaşamayan gençlerden bahsettiğim bir yazıydı. Bu meseleyi de biraz kazıyınca dibinden her işten keyif alma saplantısı çıkıyor. Mesela resim yapmaya karar verdik. Malzemeleri alıp tuvalin başına oturduğumuz anda aklımızda tek bir şey var: Güzel vakit geçirmek ve rahatlamak. Birkaç fırça darbesinden sonra sıkılınca da “Yok ya, bundan keyif alamıyorum” deyip başka bir sanat dalına yöneliyoruz. Hâlbuki keyif, aylarca üzerinde çalışılan bir tablonun son fırça darbesinde bekler insanı. Veya yıllarca yazılan bir romanın son cümlesine saklanır. Sen keyfi ilk fırça darbesinde veya ilk cümlede ararsan, bu sanatla değil kendinle........
© Türkiye
visit website