menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şehâdet

22 1
18.03.2025

Şehâdet, İslâmiyet’i insanlara ulaştırma gâyesiyle düşmana karşı çarpışırken veya düşman saldırısında millî ve mukaddes değerlerimizi muhafaza ve müdafaâ ederken Allah rızâsı için, Sevgili Peygamberimizin yolunda azîz canını seve seve verebilme kahramanlığıdır… Böyle vefat edenlere "şehîd-i tam/tam şehîd" denir. Ayrıca "şehîd-i âhiret/âhiret şehîdi" ve "şehîd-i dünya/dünya şehidi" vardır.(*) Allahü teâlâ, Âl-i İmrân Sûresi 170’te meâlen şöyle buyurmaktadır: -Allah yolunda şehîd olanlara "ölü" demeyiniz. Onlar, diridirler. Kendilerine her zaman rızk verilir. Onlara azâb olunmak korkusu yoktur. Nîmetlerden mahrûm kalmak üzüntüsü de yoktur. Dürre’t ül Fâhire adlı kitapta yer alan hadîs-i şerîfte de Kahramanlar Kahramanı Peygamberimiz, Efendimiz şu muştuyu tebliğ buyurmaktalar: -Allah yolunda şehîd olanlar, kıyâmet gününde yaralarından kan aka aka gelirler. Bu kan, misk gibi kokar. Allah’ın huzuruna kadar bu hâl, böylece devâm eder… Son dönem büyük Hanefî fıkıh âlimi Muhammed Emin İBN ÂBİDİN Hazretleri, Seyfeddin Farukî Hazretlerinden şu malûmatı nakletmektedir: -Şehîdin kul haklarından başka diğer bütün günahları affolur. Kul haklarını da Allahü teâlâ, kıyamette hak sahibiyle helalleştirecektir. Cihad ederken veya hac yolunda yahut hudut boylarında nöbette iken ölenlere bu ibâdetlerinin sevabı kıyamete kadar sürekli olarak verilir. Şehîdlerin bedenleri çürümez. Her şehîd, kıyamet günü 70 kişiye şefaat edecektir. Şehâdet konusunda Seyyid Abdülhakîm-i Arvasî Hazretleri de şöyle buyurmaktalar: -Bütün Müslümanlar, kalben, samimiyetle ve severek şehîd olmayı istemekle mükelleftirler. Şehîdliği istememek, Müslüman gibi görünmektir; münafıklıktır… İlk Müslümanlardan başlayarak Sahâbe-i kirâm efendilerimiz, İslâmiyet’in neşre başlandığı ilk günlerden itibaren kendisi de bir Yahudi çıfıtlığıyla zehirlenme........

© Türkiye