İlk ilâhî sözün manası
Tasavvufun yaratılış nazariyesine göre kâinat henüz var edilmemişken ve Allah’tan başka hiçbir varlık yokken, Allah bilinmeyi ve sevilmeyi isteyerek önce bir nur yaratıp ona “Kün yâ Muhammed” (Ol yâ Muhammed)” dedi. Rabb’imizin kelâm-ı ilâhîsi “kün” ve “Nûr-ı Muhammedî” tabîî ki mahlûk değillerdi. Bu sözden sonra tabîî ki en güzel söz ve buyruk da “ikra’” emr-i ilâhîsi idi. Rabb’imizin sözleri, sözlerin en güzelidir. Uzun yıllar önce vefât etmiş olanlar nasıl hâlâ yaşarlar? Hiç şüphesiz sözleri ile… Güzel sözleri önce dilden dile dolaşan, destanlaşan şâir ve söz üstatları unutulur mu? Sözlerin en güzel kitâbımızın ve Peygamber Efendimizin sözleri bize örnek olsun. Hiç düşündünüz mü? Konuşma denen şey aslında sözdür. Bu kelime dilimizde en eski zamanlardan beri vardır. Aslı: sö-: söylemek. Veyâ “aymak”. O da söylemek. “Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan söz dizisi.” (Divânü Lügâti’t-Türk) Sörçük, sörçek, (r-z değişimi) Çağatay T. çörçek; Uygur T. çöçek; Türkmen, Osmanlı, Kazak, Kırgız Türkçelerinde söz ve söylemek. (Tuncer Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözlüklerin Köken Bilgisi O-Z, C.2, TDK Yayınları Ankara 2007, s. 8-10) Hiçbir şey yoktu. Yokluk da bilinmiyordu. Ama bir mutlak yokluk vardı. Çünkü bir de mutlak varlık mevcuttu. Yâni “adem-i mutlak” karşısında “vücûd-ı mutlak” vardı. Yokluk yâni “adem” nasıl mutlaksa “vâcibü’l-vücûd” olan Allahü teâlâ da zâtı ile vardı. Sonra varlığının bilinmesi için ayrı bir mahlûk olan varlığa da ihtiyaç vardı. Bu ihtiyaç -hâşâ- Rabb’imizin değil, yokluğun ihtiyâcı idi. Ebedî ve ezelî olan sıfatlarının yansıması yokluk yâni “adem”i, varlığı, yâni mutlak vücûdu ile kereminden halk etti. Yokluk kelimesi bile mutlak varlık karşısında acz içinde bir varlık olma çabasında idi. Şâir Âkif Paşa’nın “Adem Kasîdesi”ndeki şu muhteşem beyit ne kadar düşündürücüdür: “Yok dedikçe vâr olur yok mu garâbet bunda/// Nâm-ı hestî mi nedir hall-i muamma-yı adem” (Yok dedikçe var oluyor, bunda bir gariplik yok mu. Yoksa varlığın adı, yokluk bilmecesinin çözümü müdür?)
İLK SÖZ VE İLK EMİR
“Tasavvufun yaradılış nazariyesine göre kâinat henüz var edilmemişken ve Allah’tan başka hiçbir varlık yokken, Allah bilinmeyi ve sevilmeyi isteyerek önce bir nur yaratıp ona “Kün yâ Muhammed” (Ol yâ Muhammed)” dedi. Nur bu hitâb karşısında hicâbından (utancından) “Lâ ilâhe illallâh” dedi. Allâh da “Muhammedün Resûlullah” dedi. Daha sonra bu nûrun terinden eflâk (dokuz felek), ondan sonra anâsır-ı erba’a (dört unsur) ondan sonra mevâlid-i selâse (hayvan bitki ve cansız maddeler) yaratıldı. Mâturîdî kelâmcıları “Kün” kelimesinden “tekvin” kelimesini ulaştırmıştır.” (TDV İslâm Ansiklopedisi) Rabb’imizin kelâm-ı ilâhîsi “kün” ve “Nûr-ı Muhammedî” tabîî ki mahlûk değillerdi. Bu sözden sonra tabîî ki en güzel söz ve buyruk da “ikra’” emr-i ilâhîsi idi. Rabb’imizin sözleri, sözlerin en güzelidir. Üftâde hazretleri vefâtı sırasında en sevdiği mürîdi olan Aziz Mahmûd Hüdâî hazretlerine “Bana en güzel sözü söyle!” dediğinde o mübârek hemen Yâsîn-i şerîfi okumaya başladı. Çünkü ondan güzel bir söz olamazdı.
EN GÜZEL SÖZLER
Tabîî ki sözlerin en güzelleri Rabb’imizin sözleridir: “De ki Allah birdir.” İhlas-1 “De ki eğer du’ânız olmasa ne ehemmiyetiniz var.” Furkan-73 “De ki elhamdülillâh.” Neml-93 “De ki hamd Allah’a mahsustur. Seçtiği kullarına selâm olsun.” Neml-59 Sonra da sözlerin en seçkinleri varlıkların en seçkini Risâletpenâh efendimize âittir: “Kolaylaştırın güçleştirmeyin; müjdeleyin nefret ettirmeyin.” Buhârî, İlm, 17; Müslim, Cihâd, 6 “Allah’a ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin yâhut sussun.” Buhârî, Edeb, 31 Hazret-i Ebûbekir efendimiz de şöyle buyurmuşlar: “Allah kulunun amelsiz sözünden râzı olmaz.” “Çok söz kişiyi unutkan yapar; ne söylediğini, ne zaman söylediğini ve kime söylediğini iyi düşün.” Hazret-i Ömer: “Çok konuşan çok yanılır.” “Bir kimsenin sorduğu sorudan onun akıl derecesini anlarım.” Hazret-i Osman: “Diline hâkim olmak ve iffetini muhafaza etmek takvâ ehlinin alâmetidir.” Hazret-i Ali: “Söylemediğin müddetçe söz senin esîrindir. Aklı tam olanın sözü az olur. İslâmî Türk edebiyâtının en mükemmel eserlerinden ilki olan “Kutadgu Bilig”de bu konuda güzel sözler vardır. Fakat onun ilk beyti çok dikkat çekicidir: “Bayat atı birle sözüg........© Türkiye
