“Para çok şey ama her şey değil elbette…”
Katma değer oluşturması gereken insanların şahsi tasarrufları hakkında endişe duymaları beni hep üzmüştür. Hep söylerim, sürekli olarak birikimleri için endişe duyan insanların büyük işler başarma imkânı pek yok. Durmadan seyahatte olduğum için, havalimanlarında çok sevdiğim eski dostlarla ve değerli iş insanlarıyla hep sohbet ederim. Birçoğu piyasaları endişeli gözlerle takip eder. Bir keresinde tanıdığım bir iş insanına “Zarar çok mu?” diye sorunca, acı bir tebessümle bana bakmıştı. Çok belli etmişti, belki de yarasına tuz basmıştım. Aramızdaki samimiyete inanarak, piyasalarda çok ciddi tecrübeye sahip bir uzmanın bana yaptığı bir uyarıyı kendisine hatırlattım: “Piyasalar yukarı giderken hacim rekor kırıyorsa teknik analiz ustaları bundan pek hoşlanmaz.” Dedim ya bam teline bastım diye, bana düşüşün kendine göre sebeplerini anlatmaya çalıştı. Büyük bir finans kurumunun piyasadan çekilmesiyle alakalı bir hikâyeye başlamıştı ki ben aynı uyarıyı tekrarladım: “Piyasalar yükselirken hacim rekor kırarsa korkacaksın.” Bu sefer itiraz etmedi. Herkesin bildiği meşhur hikâyeyi anlattım hemen: Büyük bir portföy yöneticisi, bir ayakkabı boyacısının borsadan konuştuğunu duyunca, elindeki bütün portföyü anında boşaltmış. Sebebi küçük tasarruf sahiplerini incitmek ya da onlara zarar vermek değildi elbette. Kurumsal hesaplar yerine birbirinden farklı beklentileri olan küçük hesapların piyasalarda egemen olması demek sert dalgalanmalar ve istikrarsız seyir demektir. Profesyoneller, amatörlerin piyasada egemen........
© Türkiye
visit website