menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İngilizler kimi sever? Ankara ve İngiltere 1923 ~

70 30
27.01.2025

İtalyan Kont Sforza der ki: “İngiltere’nin harb sonrası politikaları yardımcı olmasaydı, ne kadar enerjik ve ileri görüşlü olursa olsun, milliciler tek başlarına muvaffak olamazdı.” Musul, Lozan’da ciddi bir mesele oldu. Ankara ve Londra arasında müzakerelerden de bir şey çıkmadı. İş, Milletler Cemiyeti’ne (BM) götürüldü. Musul’un İngiliz mandası altındaki Irak’ın parçası olması kararlaştırıldı (1925). Ankara birden politika değiştirip bunu kabullendi. Zamanın reisicumhuru Konya’da gazetecilere, “Millet harbden usanmıştır; Musul için harb mi edelim?” derken, diplomasiden pek haberi olmayan başvekil (İsmet Paşa), “Sulh için gerekirse Musul’dan vazgeçeceğiz. Ancak tazminatsız vermeyiz. Bu para, bizim projelerimiz için Musul’dan daha kıymetlidir” şeklinde Türk tarafının elini zayıflatan bir beyanat bile verdi.

Millet harbden usanmıştır!

1926’da Musul, Kerkük ve Süleymaniye, 25 yıl boyunca petrolden  mukabilinde İngiltere’ye terk edildi. Şeyh Said ayaklanması, Musul hezimeti için iyi bir bahane fırsatı oldu. Mikusch der ki: “Mustafa Kemal için vaziyet kritikti. Taraftarları yavaş yavaş azalıyordu. Lozan’a götürmüş olduğu politikası tümüyle karaya oturmuştu, ya da en azından öyle görünüyordu. Fransa’nın tam bir dönüş yapması M. Kemal’in hızını kesmişti. Bunun üzerine gizlice Londra’yla uzlaşmak yolunu aradı. Bunu kimse bilmiyordu ve henüz bilmeleri de doğru değildi. İngiltere artık Küçükasya’da millî vasıfta kurulmuş ve İslâm dünyasından ayrılmış bir Türkiye’ye razı olacaktı. Buna mukabil şüphesiz bir şey ödenmesi icap ediyordu: Bu da Musul oldu.” (Dagobert von Mikusch, Avrupa ile Asya Arasındaki Adam Gazi Mustafa Kemal, IV/54)

"İngilizler beni sever!"

Bundan sonra iki ülke arasında hiçbir siyasi ve diplomatik kriz yaşanmadı. 1936’da Kral, Türkiye’yi ziyaret etti. Atatürk’ün kordiplomatikte en yakın gördüğü diplomat İngiliz sefiri Sir Percy Lorraine idi. Sir Percy gönderdiği raporlarda kendisini göklere çıkarır. (Esra Sarıkoyuncu, Bir İngiliz Diplomatın Gözüyle Mustafa Kemal Atatürk) Ölüm hastalığındaki ziyaretinde, Lord Percy’ye, -şaka veya hastalık tesiri ile- kendisinden sonra Türkiye’nin reisi olmasının en büyük arzusu olduğunu söylemişti. Hayrete düşen Lord Percy, zamanın İngiliz dışişleri bakanı Lord Halifax’a çektiği telgrafta bundan bahsetmiş; Lord Percy’nin oğlu Piers Dixon, babası hakkında hazırladığı kitapta bu telgrafı neşretmiştir. (Double Diplomat: The Life of Sir Pierson Dixon, Don and Diplomat by Piers Dixon, 1968, Hutchinson of London, pp. 42-44.) (Kral İstanbul'da.) (Kralın ayrılışına dair gazete haberi.) Yakup........

© Türkiye