Süveyda’dan kuzeye uzanan “şeytan koridoru"
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin 18 Temmuz Cuma günü MYK-MDK toplantısında yapmış olduğu konuşma, yalnızca Türkiye’nin terörle mücadele kararlılığını değil, aynı zamanda yeni bir Orta Doğu denklemine işaret eden stratejik bir manifestoya dönüştü. Konuşmasında doğrudan YPG’li teröristlere seslenen Bahçeli "Sınırlarımızın hemen yanı başında, kirli emeller peşinde koşanlara sesleniyorum: Ya aklınızı başınıza alıp bu kanlı ve karanlık yoldan dönersiniz ya da Türk milletinin kudreti karşısında ezilmekten kurtulamazsınız. Size uzatılan devlet şefkatini zaaf sanmayın. Bu son çağrımızdır!" hitabıyla yalnızca terör örgütüne değil, onu bir vekâlet aygıtı olarak kullanan küresel mahfillere Türkiye’nin yeni güvenlik paradigmasını sert ve net biçimde ilan etti. Bu, bir askerî rest değil; çok katmanlı bir caydırıcılık stratejisidir. Konuşmada öne çıkan temel başlıklar; Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör koridoru, İsrail’in Süveyda merkezli hibrit operasyonları, YPG’nin Şam’la imzalanan mutabakata direnci ve Suriye’nin toprak bütünlüğü etrafında şekillenen Türkiye vizyonudur. Her biri, artık Suriye’de yalnızca bir iç savaş değil, vekâlet savaşları üzerinden yürütülen jeopolitik bir hesaplaşmanın yaşandığını göstermektedir. Bu savaşın yeni merkez üssü ise Süveyda’dır. Dürzi nüfusuyla Süveyda, İsrail’in yeni vekil savaş planında merkezî bir rol oynamaya adaydır. Tel Aviv’in amacı; Dürziler aracılığıyla YPG ile doğrudan temas kurmak, bu teması Haseke-Kamışlı hattına, oradan da Kuzey Irak’a kadar uzanacak bir istihbarat ve lojistik zincire dönüştürmektir. Bahçeli’nin deyimiyle bu, “Süveyda’dan kuzeye açılacak şeytan koridoru”dur. Sadece Suriye’nin parçalanmasını değil, Türkiye’nin güneyden kuşatılmasını da hedefleyen bu hat, siyonist mahfillerde pişirilen uzun vadeli bir bölme senaryosunun parçasıdır. Bu hattın........
© Türkiye
