menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne parti ne dava, sadece rant ve rüsva

29 4
06.07.2025

Türkiye, bugün sadece bir rüşvet soruşturmasını değil, bir partinin tarihî tükenişini seyrediyor. Cumhuriyet Halk Partisi, kendi içinden kurduğu bir düzenin kurbanı hâline geldi. Ve bu artık basit bir yolsuzluk dosyası değil; bir siyasi çöküş belgesidir. 2019’da yerel seçimleri kazanan CHP, yıllardır ağzına sakız yaptığı “dürüst yönetim”, “halkçı belediyecilik”, “şeffaflık” gibi kavramların içini boşaltmakla kalmadı, onları birer istismar aracına dönüştürdü. Seçmenin umudu, kadroların fırsatçılığına yem edildi. Ve bu tablo, ne bir kişisel sapmanın ne de lokal bir istisnanın ürünü. Bu, tepeden tırnağa bir sistem sorunu. Daha doğrusu, bir sistemsizlik hâli. Özgür Özel’in “yeni CHP” iddiası, daha ikinci ayında duvara tosladı. Ne kadrosu, ne söylemi, ne siyasi iradesi bu enkazın altında nefes alabiliyor. Parti içi hiziplerin, belediye ağlarının, medya çetelerinin arasında sıkışmış, edilgen, kırılgan bir genel başkan profiliyle karşı karşıyayız. Siyaset değil, idare yapıyor. Kriz değil, algı yönetiyor. Her dosya çıktığında sorumluluk almaktan kaçan, her skandalda “kumpas” diyen, partiyi savunmakla pisliği örtbas etmeyi karıştıran bir irade… Bu artık sadece bir zayıflık değil; bu, siyasi ahlak bakımından bir iflastır. İstanbul’da ise bambaşka bir hikâye yazılıyor. Ekrem İmamoğlu, yerel yönetime değil, kendi ikbaline odaklanmış bir figür olarak,........

© Türkiye