Türk'ün ateşle imtihanı! Her mahalleye ayrı itfaiye
Semtin gençleri ve gönüllüler tulumba mangaları kurar, yangın vukuunda kaptıkları gibi koşarlar. Ahşap evleri bilirsiniz zelzeleye aldırmaz ama ateşe dayanmaz. Yangın başladı mı yıllardır kuruyan tahtalar çıra gibi yanar. Hele rüzgâr denizden karaya aşağıdan yukarıya esiyorsa... İstanbullular çoğu defa çaresiz kalır kendiliğinden sönmesini umarlar. Peki kendiliğinden söner mi? Evet. Yanacak bir şey kalmayınca. Bayezid ve Galata Kulesi’nde gece gündüz yangın gözleyen bekçiler vardır bunlara “köşklü” denir. Bir yerde duman görünce haber verirler, yeniçerilere bağlı tulumbacı ocağı gereğini yapar. Yeniçeri Ocağı lağvedilince mahalleli alet edevat tedarik eder, mücadeleye soyunur kendi çapında. Tulumba ve hortumları mahalle mescidinde saklar müezzin salası ile toplanırlar anında. Omuzdaşlar, vardacılar, hortumcular, borucular (gece fenerciler) üstündekileri başındakileri atar, potur fanila kalırlar. Başlarına ıslak tülbent bağlar vukuat mahalline akarlar. Gönüllüler de takılır, sırtlarına tulum sarar. Reis giyimlidir, arkadan gelir, istikamet gösterir onlara. “Hiheyyt karada aslan, ormanda kaplan, 72 millete duman attıran… Yaman gelir yaman gider yiğitlerim haydaaa!” Gençler reislerine hürmetkârdırlar, sözünü tutarlar.
DAVUT AĞA
Aslında tulumba denizci aletidir, teknedeki suyu tahliyeye yarar. Çift kolludur, karşılıklı basacaksın ki makine hızıyla çalışa. Basınçla püskürttüğü için makul miktarda su bile işe yarar. Eğer hortumun ucu kuyuya sarnıca salınırsa alüyyül âlâ. Artık hazneye lüzum kalmaz. 15. yüzyılda İtalyanlar aleti şekle sokar ve “tromba” adıyla pazara sunar. Bunu yangında kullanma fikri ise Macarlardan çıkar. Müslüman olup Asitane’ye yerleşen Fransız mühendis Gerçek Davut Ağa’nın imal ettiği “Çardaklı” tulumbalar da fevkalade çalışır. Tüfenghâne ve Tophane yangınlarında ekibe güç katar. Damat İbrahim Paşa onu tulumbacıbaşı yapar, emrine elli nefer, odabaşı, kâtip, kethüda verir, maaş ve sair harcamalar için nizamname hazırlar (1714). Buna kuruluş yılı diyebiliriz pekâlâ. Elemanlar 15 akçe yevmiye alır, yaralanana sahip çıkılır. Çalışamayacak olanlar tekaüde ayrılırlar. Ekip, Şehzadebaşı’ndaki acemi oğlanlara ait odalara yerleştirilir. Biteviye talim yapar, istim üzerinde kalırlar. Tulumbacılar sarık sarar, kartal kanatlı al kaput kuşanırlar. Ayaklarında kırmızı yemeniler olur, poturları bir karış diz altında. İşte bu yüzden baldırı çıplak diye anılırlar. İç mekânlarda başlarına “yangın tası” denilen bakır tolgalar takarlar.Öyle ya çatı çökebilir, kiremit ve tahta düşebilir Allah muhafaza.
EMİR KOMUTA
Bilahare tulumbalar geliştirilir, hafifletilir ve süslü bir........
© Türkiye
