Kadınları sigaraya alıştıran Siyonist Edward Bernays
100 sene evvel Amerika’da sigara içen bir kadına rastlamanız mümkün değildir. Hele öyle sokak ortasında, insanlar arasında… Ayıplar, kınar, ters bakarlar. Zaten kanunen yasaktır, birazdan şerif bitecektir yanında. Düşünün sarhoşluğu ve küfürbazlığı ile tanınan Calamity Jane bile cesaret edemez buna. Vaziyet tütün endüstrisinden demlenen patronların canını sıkar, hukuka bi’ ayar verirler sonunda. Ancak kadınlar hâlâ soğuktur olaya. Hâlbuki Cihan Harbi’ne katılan erkekler tiryaki olup çıkmış, arkadaşlarını da alıştırmıştırlar. Armut pişmiş düşmüştür sektörün ağzına. O yıllarda sigara haşin, cesur, kovboysu bir görüntü verir, bir nevi karizma. Paketin dibine vurup bir tek çeker, kibriti ya çizmeye yapıştırdıkları kapçığa sürterek yakar ya da tabanca gibi şlak şrak eden bir çakmakla. Yok hayır, Zippo imalata başlamamıştır henüz. O 1930’lardan sonra.
ERKEKLERİN PEŞİ SIRA
Hanımların sigara içmesi için sebep yoktur, dişleri sararır, nefesi kokar, cildi kurur, buruşur, lekeler sarar, kös kös öksürür, boğuşur balgamla. Sesi de kalınlaşır sopranodan altoya kayar, hatta “bas”a basar. Hele bebekli bir annenin duman altı kalması facia. Sigara sektörü güçlüdür, üretim fazla. Nüfusun yarısını yok sayamazlar. Kadınlar da katılmalıdır furyaya.
American Tobacco Co. patronu G. W. Hill, propagandacı Edward Bernays’ı arar, “Para mesele değil” der, “Bi’ şeyler yapabilir misin acaba? Bu bize bahçemizde altın madeni bulduracak.” Cihan Harbi’nde ürettiği sloganlarla eli silah tutanları cepheye yollayan Bernays, propagandacının dibidir ama o tabirden hoşlanmaz, “halkla ilişkiler” maskesi takar. Umumiyetle üçüncü şahıslara oynar, ortalıkta dolanmaz. Bernays, amcası Sigmund Freud’un talebelerinden Dr. A.A. Brill’e akıl sorar. Ünlü hekim “Hiç düşünme” der, “Feministlere oyna!” Erkekler savaşa yollandığında kadınlar fabrikalarda çalışmış, alışmıştır sokağa, artık iyi aile kızları gibi evde oturup kanaviçeyle uğraşmaz. Postacı, şoför, vatman, çoban gibi erkek egemen işlere sokulurlar. “Yok biz de kamyon kullanalım, savaş pilotu olalım” der, müsavat (eşitlik) peşinde koşarlar. Kolay değildir oysa, misal trafik polisliği havalı görünür ama sor anlatsınlar sana. Gün boyu güneş altında zifte basıp, egzoz, asbest koklamak çekilmez olur bir süre sonra.
FEMİNİSTLER HAZIR KITA
Neyse hadiseye gelelim. 1929 Paskalya merasimi yaklaşmaktadır. Bernays’ın sekreteri Berta Hunt kendisi gibi alımlı 8-10 arkadaşını ayartıp peşine takar. Feminist Ruth Hale de ekibiyle katılır onlara. Bir de profesyonel fotoğrafçı tutarlar. Konvoy yürümeye başlar, önde şehir bandosu, ardında cemiyetler, firmalar... Malum ablalar, tam şeref tribünün önünden geçerken ceplerinden sigaralarını çıkarır, havalı havalı yakar, duman savurturlar. Fotoğrafçı sahneyi kaçırmaz şakır şakır deklanşöre basar. Haber iş birlikçi medyaya servis edilir, dokuz sütuna manşetten çıkar. Hem de “Özgürlük Meşaleleri” gibi kışkırtıcı bir başlık altında. Amerikan Tabacco’nun haberi yoktur (!) güya. Ve n’olur biliyor musunuz? Sigara içen kadın sayısı........
© Türkiye
