Devlet içinde devlet! Lübnan bugünlere böyle geldi
Lübnan, çölü olmayan tek Arap ülkesi. Bırakın çölü sahrayı, baştan aşağı orman. Yüz ölçümü Antalya’nın yarısı kadar. Bir dönem “Orta Doğu’nun kalbi” diye nitelendirilen ülke, siyasi olarak hiç durulmadı. Göçler, suikastlar, savaşlar Lübnanlıların peşini bırakmadı. Ülkede bir gruba ABD destek verdi diğerine Rusya. Siyonistle, BAAS köşe kapmaca oynadı. Asala ve PKK burada kuruldu. Ülkede tek Acem yok ama Pers İmparatorluğuna soyunan İran, at oynatıyor; Hizbullah’ı ABD ile pazarlıkta kullanıyor. Faturayı ise Lübnan halkı ödüyor. Gazete ve ekranlar sıcak haberlerle dolu erişebilirsiniz kolayca. Ama bazı şeyleri anlamak için “bugünlere nasıl gelindi” kısmına da bakmak lazım galiba. 2018 yılı... Türk yardım kuruluşlarından biri ile Lübnan’a gitmiştik. Havalimanında Hizbullah militanları ekibi durdurdu. Tipimi herhâlde biraz Avrupai buldular bana dokunmadılar “welcome!”
Ama diğer arkadaşların pasaportlarını aldılar saatlerce sorgulayıp bunalttılar. Açıkçası Filistinlilere ve Suriyelilere verilecek destekten hoşnut değillerdi, velevki ramazan günü yağ şeker makarna bile dağıtılacak olsa. Kendileri de yardım yapıyor ama oy hakkı olanlara. Mülteciler seçime katılamadıklarına göre, niye versin boşuna? Beyrut’ta plajların, gece kulüplerinin, pahalı restoranların yanı başında bir Filistinli kampı var: “Burj El Barajneh!” Ferrarilerin, Bentleylerin gezindiği caddeden dönüveriyorsunuz, biriketten bir ucube çıkıyor karşınıza. Bir buçuk metrelik sokaklarda güpegündüz ampuller
sarkıyor çünkü gök görünmüyor. Lakin her yağmurda su basıyor, lağımlar taşıyor. Çürümüş şebekelerden sıçrayan sular, kabloları cızırdatıyor. Çocuklara ilk öğretilen şey “duvara dokunma!” Niye? Çünkü elektrik çarpıyor. Herkesin telefonunda buna dair görüntüler var, sabiler can çekişiyor acıyla!
KÜÇÜK GAZZE
Peki kim çizmiş bu semtin planını?
“Savaş!” Zamanında Falanjistler, Şii Emel örgütü ve Ordu birlikleri basmış dağıtmışlar. Evsiz kalan insanlar yine de kamplarını terk etmemiş, yıkıntılardan çıkardıkları kırık tuğlaları üst üste koyup başlarını sokmuşlar. Lübnan’da Filistinlilere inşaat malzemesi satmak kesinlikle yasak, resmen abluka altındalar. Bu daracık alanda 60 bin insan yaşıyor, Esad rejimi Yermuk kampındaki Filistinlileri kırınca onlar da sığınmışlar buraya. Hizbullah tepelerine çökmüş, yağmurdan kaçarken doluya... Gıdasızlık hastalık diz boyu ama kimse ilgilenmiyor onlarla. Nekbe’den (1948- İsrail katliamları) beri Lübnan’da meskûnlar, vatandaş sayılmıyorlar. Dört nesil geçti, Filistinlinin kimliği yok hâlâ. Tahsil yapamıyor, dernek kuramıyor, oy veremiyor, seyahat edemiyor, hastanelerde bakılmıyor.
2018 seçiminde Şii Hizbullah, İran’ın maddi desteğini kullanarak öne çıktı. Değişen meclis aritmetiği mültecilere nefes aldırmadı, baskı getirdi ayrıca. Kampın erkekleri umumiyetle garson ve amele, kadınlar ise yaşlı ve çocuk bakıyor, taş siliyor apartmanlarda. Temiz giyiniyor, neşeli konuşuyor, gülmeyi biliyorlar. Bu sabrı Filistinli gösterebilir anca. Hizbullah, Filistinliye eziyet için kurulmuş âdeta. Kendi aralarındakilerden hoşlanmıyor, sözde Gazze’ye koşuyorlar yardıma. Garipler sıkıntıya alışmış, zalimi havale ediyorlar Allah’a.
Halep’te 6 milyon Sünni’yi kuşatıp aç bırakan, bidon bombaları ile koca şehri ortadan kaldıran oyunculardan biri Esad, biri Putin, biri de Nasrallah! Hizbullah taşaronluk yapıyor Tahran’a.
MÖSYÖ EL........
© Türkiye
visit website