Spor medyası ve genç iletişimciler
Tam beş yıl hizmet ettiğim Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dekanlığı’ndan geçenlerde ‘’Finali sizinle yapalım Hocam’’ diye çok özel ve anlamlı bir davet aldım. ‘’Özel’’ diyorum çünkü, yıllar önce ilk vazife için dönemin dekanı Yusuf Devran Hocamdan teklif geldiğinde ‘’Büyüklerime danışmam lazım’’ demiştim. Gururdan, kibirden uzak, uzlaştırıcı kimliği, mücadeleci, inançlı örnek kişiliği, öncülük ettiği değerli hizmetlerle ilim yolunda büyük bir sevdayla çalışarak gönüllerde müstesna bir yer edinmiş olan ruh ve mana adamı çok değerli büyüğüm; Enver Ören abim, davete çok sevinmiş, ‘’Tabii ki, çok iyi olur. Tecrübelerini paylaşır, genç iletişimcileri medyaya kazandırırsın’’ diyerek hem güç vermiş hem de iyi dileklerde bulunmuştu. O anlamlı müsaade ve teşvikin bereketi ile olsa gerek sonuç harika olmuştu. O gençlerin çoğu şimdilerde meslektaşım oldu, akademisyen oldu, bazıları aynı fakültede öğretim görevlisi olarak hizmet ediyorlar, hepsiyle nasıl gururlandım ve de gururlanıyorum anlatamam. Özellikle; Yusuf Hoca’dan sonra Fetret Devri’ne giren Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesindeki Marmara Medya Merkezi’nin yeniden canlandığını, kuruluş gayesine uygun olarak teori ile pratiği birleştiren atölye çalışmalarıyla farklı bir boyut kazandığını görmekten o kadar mutlu oldum ki;........
© Türkiye
