Deyimler
Efem, yoğun talep üzerine, yine bir “deyimler, nasıl dendiler?” ile karşınızdayız. Buyurun sıradan gelsin;
Sokak berberleri zabıtayı görünce taslarını ve taraklarını toplar kaçarlarmış. Berberlerin eskiden tasları vardı. “Tası tarağı toplamak” deyiminin buradan kaldığı sanılmaktadır…
Leb demeden leblebiyi anlamak:
Medrese öğrencilerinden ukala bir molla varmış. Farsçadan imtihana girmiş. "Ne soracaklar?" diye öğretmenlerinin ağzına bakıyormuş. Hocalardan biri, Farsça, "dudak" anlamına gelen "leb" sözüyle işe başlamış. Ukala molla, "leblebi" diye lafa karışmış, "leb, leblebi kelimesinin bir hecesidir, efendim" demiş. İmtihandaki hocalar gülmüşler. Soruyu soran hoca; “Maşallah 'leb' demeden 'leblebiyi' anladın. Yine de lafın sonunu beklesen iyi olurdu, çünkü akıllı olan, icabında susmasını bilmeli…” demiş.
Darısı başına:
Eski Türkçede “tarık, tarı” ‘ekin’ anlamına gelen bir sözcüktü.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden