menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tek devletli BM düzeni adalet ve barış getirebilir mi?

16 1
25.10.2025

Prof. Dr. Ömer Adil Atasoy- Hukukçu Akademisyen
İnsanlık Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde "veto" yetkisi bulunan devletlerin merhamet ve insafına terk edilmiş olarak mı varlığını sürdürecek? Böylesi bir düzene, uluslararası barış ve güvenliği koruyucu, kollayıcı “Birleşmiş Milletler Düzeni" diyebilir miyiz? Cevaplandırılması ve acil çözüm bulunması gereken soru budur. İsrail'in, her türlü silah ve moral desteği sağladığı ABD’nin, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyindeki “veto yetkisi” var olduğu müddetçe; bir barışın ve adil bir sonucun sağlanması mümkün olmayacaktır. Trump’ın değişik düşünce ve davranışları, barış hususunda bizi şüpheye sevk etmektedir ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim’de Şarm el Şeyh’te dünyanın gözleri önünde ve garantör devlet başkanları ile “Gazze'de İsrail Soykırımını Durduran Ateşkes Anlaşmasını” gösterişli bir merasimle imzaladıktan hemen sonra Hamas’ı tehdit etti. Bu tehdit, İsrail'in Amerikan uçaklarını ve bombalarını kullanarak iki yıl içinde yerle bir ettiği Gazze'de, on binlerce tonluk enkazın altında kalan İsrailli esirlerin cesetlerini zamanında teslim edemedikleri için bir uyarı idi. Trump, Hamas yetkililerine “Bir sözümle İsrail Gazze'ye girer, savaş başlar” dedi. İsrail'in Gazze soykırımı ve oluşturduğu insanlık dışı vahşet, önemli şeyleri gözler önüne serdi. İsrail'in, her türlü silah ve moral desteği sağladığı ABD’nin, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyindeki “veto yetkisi” var olduğu müddetçe; bir barışın ve adil bir sonucun sağlanması; masum insanların can güvenliği ve uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınmış insan haklarının korunması mümkün olmayacaktır. Gazze'de İsrail Devleti tarafından gerçekleştirilen soykırıma karşı dünyanın ortaya koyduğu tepki ve soykırıma dur deme çağrısı; milyonların üzerinde birleştiği acımasız İsrail ve destekçisi Batı ülkelerine karşı gerçekleşen gösteriler; tek vücut hâline gelen toplulukların Gazze'de açlığa mahkûm edilen insanlara yardım çabaları, ABD ile İsrail'in yalnızlaşmasına ve “İstenmeyen Ülke” durumuna gelmelerine yol açmıştır. Birleşmiş Milletler 2025 yılı Genel Kurul Toplantıları sırasında Amerika Başkanı Trump’ın daveti ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer Arap ve İslam ülkeleri devlet başkanlarının katılımı ile yapılan Özel toplantıda katılımcılarca teklif ve müzakere edilen, ana hatları ve amaçları belirlenen "Filistin Devletinin Kurulması ve Gazze Barış Planı Taslağının", Trump tarafından “Trump Barış Planı” hâline getirilerek önerilmesi ve Başkan Trump gözetiminde "Garantör Devletler" tarafından hayata geçirilmesi üzerinde anlaşılmıştır. Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin baskısı, Gazze'de gerçekleşen zulmün önüne geçilmesi talepleri karşısında ABD Başkanı Trump, dünya kamuoyunda oluşan olumsuz imajı bir nebze olsun önleyebilmek; dünya üzerinde Amerika hâkimiyetini devam ettirebilmek; bu vesile ile aşırı giden İsrail'in biraz olsun kulağını çekmek; Filistin’e, Gazze ve Bölgeye gönlünden koptuğu kadar barış umudu serpmek maksadıyla, Mısır Devlet Başkanı Sisi'nin organize ettiği bir toplantının Şarm el Şeyh'te düzenlenmesine onay vermiştir.

DÜNYANIN GÖZÜ MÜ BOYANIYOR?

Trump’ın değişik ve günü gününe uymayan düşünce ve davranışları, ABD’nin menfaatlerini önceleyen dalgalı tutumu, şöyle bir ihtimal var mı diye bizi düşünmeye sevk........

© Türkiye