Kuzey Afrika ve Endülüs nasıl fethedildi?
Mahmut Kemal Aydın İhlas Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Târık bin Ziyâd, emrindeki dört gemi ve yedi bin mücahitle 711 yılında İspanya’ya hareket etti. Rüyasında aldığı bir müjde ile fethi kesin gören büyük komutan, askerlerin geriye dönme ümidini kırmak için gemileri yaktı. Zaferden sonra ise Endülüs’te İslam’ın temelleri atıldı… Tarık bin Ziyâd, askerlerine “Ey mücahit kardeşlerim! Arkamızda deniz, önümüzde düşman var. Düşmana saldırmaktan başka hiçbir şeyimiz kalmadı. Bize ancak doğruluk ve sabır yaraşır” diye seslendi. Târık bin Ziyâd, Mûsâ bin Nusayr’ın azatlı kölesidir. Mısır, hicretin yirmi birinci yılında Hazreti Ömer’in emriyle Amr bin As (radıyallahü anhümâ) tarafından fethedilince, Kuzeybatı Afrika’nın (Afrikiyye yani Tunus) da fethi, Bizans tehlikesinin ortadan kaldırılması için zarurî görülmüştü. Mısır valisi Amr bin As, Afrikiyye’nin fethi için gönderdiği orduya, Ukbe bin Nâfî el-Fihri’yi komutan tayin etti. Ukbe bin Nâfî, Züveyle ve Berka’yı fethedince, Amr bin As da Berka’ya gelip cizye vermeleri karşılığında oranın halkı ile barış yaptı. 643’te Trablus üzerine yürüyüp fethetti. Daha ileri gitmeyi teklif etti ise de halife uygun bulmadı. Hazreti Ömer’in emriyle Mısır’a döndü. Hazreti Osman zamanında halifenin müşaviri olan Amr bin Âs’ın yerine Abdullah bin Sa’d bin Ebî Şerh, Mısır valisi tayin edildi (646). Ahmed Cevdet Paşa, “Kısas-ı Enbiya ve Tevarihi Hülefa” adlı kitabında Abdullah bin Sa’d bin Ebî Şerh kumandasındaki ordunun kazandığı meydan muharebesini aşağıdaki gibi anlatmaktadır. Trablus’tan Tanca’ya kadar olan bu bölgeyi, Georgios adlı bir Bizans valisi idare ediyordu. 648 yılında, Abdullah bin Sa’d bin Ebî Şerh kumandasındaki yirmi bin kişilik İslâm ordusu, yüz yirmi bin kişilik Bizans ordusu ile karşılaştı. Muharebe uzadıkça uzadı. Ordunun durumundan haber alamayan Hazreti Osman, Abdurrahman ibni Zübeyr’i bir miktar imdat kuvvetiyle Abdullah bin Sad ibni Ebi Serh’e gönderdi. Hazreti Abdurrahman ibni Zübeyir, süratli bir şekilde Medine’den yetişti. Abdullah ibni Sad’ı meydan-ı muharebede göremeyince, nerede olduğunu sordu. Meğer Georgios, “Kim, Abdullah ibni Sad’ı katlederse, ona yüz bin altın vereceğim ve dahi kızımı ona vereceğim” demiş. Bu yüzden Abdullah ibni Sad saklanırmış. Abdurrahman ibni Zübeyr, Abdullah bin Sad’a “Sen dahi, kim, Georgios’u öldürürse, ona yüz bin altın vereceğim ve dahi Georgios’un kızını ona vereceğim” diye ilan et demiş. Bu ilan sonrasında, Georgious dahi ortalıkta gözükmez olmuş. Hazreti Osman içinde “Şücaaan-ı Müslimin”den Hazreti Hasan, Hüseyin, Abdullah ibni Abbas, Abdullah ibni Cafer-i Tayyar, Abdullah ibni Amr ibni As, Abdullah ibn-i Zübeyr gibi Eshabı kiramın kahramanları da bulunan bir imdat kuvvetini, Abdullah bin Sad ibni Ebi Seh’e gönderdi. Bu orduya Ukbe bin Nafi de kuvvetleriyle iltihak etti. Abdurrahman ibni Zübeyr’in kardeşi olan Abdullah ibn-i Zübeyr, şücaaan-ı müsliminden idi. Çok kahramandı. Bir gün, süvarilerden müteşekkil güzide bir birliği harbe sokturmadı. Çadırlarında gizledi. Her gün sabah iki tarafın askerleri sabah meydana çıkar çarpışırlar, öğlene doğru sıcak iyice çoğalınca geri çekilirlerdi. Her iki taraf da istirahat ederdi. O gün Abdullah ibni Zübeyr, hiç yorulmamış o mümtaz süvarilerle, ansızın Romalıların üzerine saldırdı. Yorgun olan Romalılar, bozuldular. Abdullah ibni Zübeyr, ardı ardına saldırıyordu. Georgios’un komuta merkezine ulaştı. O’nu öldürdü. Roma ordusu dağıldı. Bu savaştan sonra, civar kabileler de cizye karşılığında sulh yaptılar. 667 yılında Muâviye bin Hudeyc, Mısır valisi oldu. Aynı yılda Fustat ordugâhından çıkan İslâm askerleri, Afrikiyye’ye (Tunus) girdiler. Sus şehrini fetheden İslâm ordusu kuzeye yöneldi. Hareket üssünden çok uzaklaşıldığı bildirilerek yeni bir ordugâh şehri kurulması, halîfe Hazreti Muâviye’ye (radıyallahü anh) arz edildi. Ukbe bin Nâfî’ye Kayrevân şehrini kurması emredildi. Fustat usûlünde kurulan Kayrevân’ı merkez üssü olarak kullanıp, Bizans şehirleri üzerine akınlar yapıldı. Bizans’ın Afrika valiliğinin merkezi olan........
© Türkiye
visit website