menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Doğu’da ve Batı’da tarihî Türk korkusu

15 8
24.11.2024

Numan Aydoğan Ünal İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü 15-16. asırlarda Doğu’da olduğu gibi Batı’da da büyük “Türk korkusu” vardı. Protestanlığın kurucusu Martin Luther, Türklerle mücadele etmenin boşuna olduğunu düşünerek “Türklere karşı direnmek isteyen dua etsin! Surlarımız, toplarımız ve bütün serflerimiz onlara bir şey yapamaz. Türk, etrafı demirden surla çevrilmiş şehri veya ülkeyi bile alır. Savunmayı bırakın, Tanrı’ya bizleri koruması için dua edin” demişti. Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan’a tam mânâsıyla hâkim olmasıyla Almanya’da büyük bir heyecan ve telaş baş gösterir. Bundan çok korkan Alman Prensi, Martin Luther’e “Türk’e Karşı Duaya Çağrı” (Vermeanung Zum Gebet Wider den Türcken) isimli eseri yazmasını söyler. Avrupa’da çocukları 'Türk geliyor' deyip korkuturlardı. Bilindiği gibi Çin Seddi, dünyanın yedi harikasından biridir. Bu set öyle büyüktür ki, Ay’dan görülebilen Dünya’daki tek yapı budur. Çinliler bu set ile gurur duyarlar. Ülkelerine gelen bütün ziyaretçileri bu seddi görmeye götürürler. Çinliler, övündükleri ve gurur duydukları bu seddi niçin yaptılar? Türk korkusundan!.. 15-16. asırlarda Doğu’da olduğu gibi Batı’da da büyük “Türk korkusu” vardı. Şöyle ki; 1540 yılının Ağustos ayında Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman sefere çıkar. Eylülün ilk haftasında Budapeşte’yi alır. Macaristan’a tam mânâsıyla hâkim olur. Almanya’da büyük bir heyecan ve telaş baş gösterir. Bundan çok korkan Alman Prensi, 8 Eylül 1541 günü Protestanlığın kurucusu Martin Luther’e “Türk’e Karşı Duaya Çağrı” (Vermeanung Zum Gebet Wider den Türcken) isimli eseri yazmasını söyleyerek şu emri verir: “Buda ve Peşte’yi alan Avusturya birliklerini ağır bir mağlubiyete uğratarak kovalayan Türkler, Avusturya’ya doğru büyük bir halk kütlesini sürdüler. Türk padişahı da Macaristan’a gelmek üzere yola çıkmış. Orada Türkleri durdurabilecek hiçbir bir engel yoktur. Bu, büyük bir korku ve üzüntü sebebidir. Asıl endişe veren ise Türk hükümdarının Buda ve Peşte ile yetinmeyeceği, seferini Avusturya ve Viyana’ya kadar devam ettireceğidir. Bundan sadece bölgedeki ülkeler değil, Alman milleti başta olmak üzere, bütün Hristiyanlık dünyası, telafisi mümkün olmayan zarar ve sıkıntı görecek, belki de çöküş tehlikesi bile yaşayacaktır.”

TEK ÇARE: DUA!

Ayrıca Prens şu hususlara dikkat çeker: Sachsen Prensliğindeki vaizler mutlak surette bütün konuşmalarında mevcut Türk tehlikesinden kurtulmak için halkı duaya davet ve teşvik etsinler.” M. Luther aslında bu hizmete hazırlıklıdır. Prens ile aynı görüştedir. Nitekim kendisine akıl danışan ve tehlikelere karşı mücadele eden bir Alman’a yazdığı 14 Ağustos 1541 tarihli mektubunda da şöyle diyor: Her şeyden evvel Türkler tarafından cezalandırılmayı gerektirecek günah işlediğimizi anlamalı ve söylemeliyiz. Tanrı’nın emirlerine uymalı; evvela inancımızın esası olan ‘Vaterunser’i (Hıristiyanların önemli bir duası) yüreğimize sindirelim, ondan sonra vuralım, göze alınabilecek her şeyi göze alalım.” M. Luther, umutsuzluğunu da şöyle dile getirir: “Türklere karşı zafer için dua etmeye ne gücüm ne de umudum vardır; Tanrı’ya sadece kurtarılabilecek şeylerin kurtarılmasına yardımcı olması konusunda yakarabilirim.” Luther, Türklere karşı savaşta gerekli maddi........

© Türkiye


Get it on Google Play