Mazruf!
Olmadık zamanda ortaya çıkmak, Kendisini ilgilendirmeyen konularda… Bilir bilmez açıklamalar yapmak… Toplumun sinir uçları ile oynamak... Siyasete ve yargıya ayar vermek… TÜSİAD’ın huyudur her zaman… Ekonomi rayına otururken, Enflasyon kontrol altına alınırken, Piyasalarda canlılık artarken, Yabancı yatırımcılar koşarken… Her şeyi allak bullak etmenin anlamı ne? Yerli ve millî konularda yoksun, Terörle mücadelede sessizsin, Yeni maarif sistemine karşısın, Durup dururken IMF’le iş birliği öneriyorsun. Gezi olaylarında ön saflardasın. Muhalefetle yakın temastasın. İktidarın düşmesini istiyorsun. Demokrasi havarisi kesilmekte üstüne yok. Söyle, senin derdin ne bu memleketle! Lakin sizi kale alan yok artık. Muhalif bazı çevreler dışında. Özgür Özel de bunlardan biri. Vakti zamanında, yaptıklarınızı unuttu. “Güven bunalımı var” bahanesiyle, 42. hükûmeti düşürdüğünüzü, CHP’yi iktidardan al aşağı ettiğinizi…. Hâlbuki söyleyebilirdi: ‘Bırakın siyasi gazel okumayı, işinize bakın. Biz muhalefet görevimizi yerine getiriyoruz.’ Maalesef bu sözleri deme yürekliliğini gösteremedi. Peki merhum Ecevit yaşasaydı acaba ne derdi? Hemen cevabını verelim: “İyi ki DSP’yi kurmuşum. Bu CHP’den… olmaz!” Bu günleri taa o zamandan görmüş demek ki! CHP’den fersah fersah uzak durmuş. Kaçmasının sebebi buymuş... Sözlerimizi, Abdurrahim Karakoç’la noktalayalım: “Mektup yazdım Hasan'a, ha Hasan'a ha sana...” Anlayan anlar herhâlde ne demek istediğimizi?!
SAHA SİYASETİ
Türk toplumu futbolla ne zaman tanıştı? 2. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte… Önce gayrimüslimler el attı bu alana. Daha sonra da Türk takımları geçti ön plana. Peki siyaset ile futbolun tanışması? O yıllarda başladı, günümüze kadar geldi. Bundan sonra........
© Türkiye
