menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geçmişin tadı kalmadı...Anadolu toprakları sessiz isyanda

22 4
25.01.2025

“Şipşak bir sofra kurulur
Tezgâhın üstüne bir yazma serilir
Bir yumrukta iki baş soğan kırılır
Dört beş kalem pirzola, burcu burcu kekik
Ve sanki ömrümüzde yemek yemedik.”

Bedri Rahmi Eyüpoğlu

Anadolu’nun zenginlikleri, modernleşme sürecinde hızla yitiriliyor. Toprağın eşsiz lezzetleri ve gelenekleri de unutulmaya yüz tutmuş.

Tabiat ve kültür, insanlığın hoyrat tavrına rağmen hâlâ değerli hazineler sunarken, bu değerlerin farkına varmak ve korumak gerek…

Beş satır, yirmi yirmi beş kelime; ne kadar kolay, ne kadar düz ve sadedir anlatmasını bilene Anadolu. GRİ ve SARI son yıllarda bu renklere alıştı. En sevdiğim renklerden BEYAZ henüz kendisini göstermedi. Aslında gösteremedi çünkü DOĞA ‘intikam zamanı’ diyor ama pek duyan ya da umursayan yok. Kasım, aralık derken bir yılı bitirdik yeni yılda yeni bir anlayış beklemek biraz hayalcilik olabilir mi?

Umarım bu düşüncem sadece kuruntu olarak kalır. Ocak da geldi gidiyor, tabiatın uykuda geçen sessizliği... Sahillerden uzaklaştıkça kış mevsimini bir parça hissettiren sarı ve beyaz renklerin yarıştığı orman kokan yüksek dağlar. Diğer taraftan şehirler hani eskiden insan kokan çarşıları ve tarih kokan sokaklarıyla bambaşka bir dünya olan şehirler. Artık hepsi birbirine benzemeye başlamış. Kibrit kutularına benzeyen ucube şehirler…

Şimdi diyecekler ki, ‘Damda mı yatalım’, o zaman cevap hazır; Fransa, İngiltere ya da Almanya kırsalı damlarda mı yatıyor? Onlara benzemeye çalışırken ne kadar saçmaladığımızı görmek için daha ne olması lazım?

Hâlbuki ne güzel ne kadar doğaldı, kuru fasulyedeki yazdan hazırlanan pelverin (domates salçası) rengi ve kokusu, sokaklarda pastırma yazı ile başlayan bastırma ya da sucuk hazırlıkları... Genç kızların, yaşlı nenelerin ortak türkülerine eşlik eden erişteler, pekmezler. Biliyorum bazılarımız için hatta büyük bir çoğunluğumuz için anlamsız nostalji.

NELERİ NASIL UNUTTUK?

Türk, Tatar, Rum, Boşnak, Kürt, Giritli, Süryani, Makedon, Çerkez, Arnavut, Yahudi, Laz, Ermeni, hangi eve konuk olsanız öncelikle ikram edilecek olan şey sevgi olurmuş. Eskiler öyle anlatır, peki ya şimdilerde? Kim neyi ikram edecek; ne sevgi kaldı elde ne saygı. Bu topraklarda o adına yemek dediğimiz o basit olarak kanıksadığımız, görkemli derinliğin içinde........

© Türkiye