PKK’nin Fesih Kararı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Meşruiyeti: Yeni Devlet Tartışmalarına Yanıt
5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen 12. PKK Kongresi, örgütün kendisini feshettiğini ve silahlı mücadeleye son verdiğini ilan etmiştir. Bu kongrenin bildirgesinde, söz konusu fesih kararı “Önder Apo”nun yönlendirmesiyle alındığı belirtilmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hukuki dayanakları olan 1924 Anayasası ve Lozan Antlaşması hedef alınarak “yeni bir siyasal dönem” çağrısı yapılmıştır. Bu durum, yalnızca bir terör örgütünün sona erdiğini duyurmasından ibaret olmayıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesine doğrudan meydan okuyan bir siyasal manifesto olarak da okunabilir.
I. PKK’nin Fesih Kararı: Gerçek Mi, Stratejik Mi?
PKK’nin aldığı fesih ve silah bırakma kararı, yüzeyde barışçıl bir dönüşüm gibi sunulsa da, bildirgenin içeriği incelendiğinde bu kararın özünde bir “devlet karşıtı ideolojik reform” ve yeni bir siyasal inşa projesinin temeli olduğu görülmektedir. Abdullah Öcalan’ın mutlak otoritesine dayandırılan bu karar, demokratik mücadeleye geçişten ziyade, devletin kurucu paradigmasını dönüştürme girişimidir.
Bildiride geçen “Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesi”ne dönme çağrısı, modern Türk ulus-devletinin meşruiyetinin sorgulanması anlamına gelir. Bu ifade, açık bir biçimde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerine yönelik bir reddiyeyi ve yerine alternatif bir siyasal yapı önerisini içermektedir. Bu öneri ise yalnızca anayasal düzenin değişmesi değil, doğrudan rejim değişikliği anlamına gelir.
II. Kurucu Meşruiyetin Önemi: 1924 Anayasası ve Lozan Antlaşması
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelleri Lozan Antlaşması ve onu........
© Turkish Forum
