Maraş, Sivas ve Çorum Olayları: Alevilere Karşı Bir Soykırım Suçu mu?
Türkiye’nin yakın tarihinde toplumsal hafızaya derin acılar bırakan ve hâlâ etkileri devam eden olaylardan bazıları 1978 Maraş, 1980 Çorum ve 1993 Sivas katliamlarıdır. Bu olaylar sadece birer kitlesel saldırı ya da provokasyon olarak değil, Birleşmiş Milletler 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında soykırım suçu olarak değerlendirilebilinir[^1]. Bu iddialar, uluslararası hukuk açısından önemli sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.
Soykırım, 9 Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 2. maddesinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre soykırım, “milli, etnik, ırksal ya da dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etme kastı” ile yapılan fiilleri kapsar[^2].
Bu tanım altında beş temel eylem sayılmıştır: (1) grup üyelerinin öldürülmesi, (2) grup üyelerine ciddi bedensel veya zihinsel zarar verilmesi, (3) grubun yaşam koşullarının fiziksel olarak yok edilmesini amaçlayan şekilde değiştirilmesi, (4) grup içinde doğumları önleyici önlemler alınması ve (5) grup çocuklarının zorla başka bir gruba aktarılması. Bu eylemlerden herhangi biri, yok etme kastıyla işlendiğinde soykırım suçu oluşmaktadır.
Bu çerçevede, Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşme uyarınca, iç hukukta da bu suçların cezalandırılması yükümlülüğü mevcuttur. Ayrıca bu suça ilişkin zaman aşımı bulunmamaktadır; yani ne kadar zaman geçerse geçsin, bu suçlar yargılanabilir niteliktedir[^3].
Maraş olayları, 19–26 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş’ta gerçekleşmiş ve resmi rakamlara göre 111, gayriresmî rakamlara göre ise 500’e yakın Alevi yurttaş hayatını kaybetmiştir[^4]. Bu olaylar, sinema bombalanması, Alevi öğretmenlerin hedef alınması ve organize provokasyonlarla başlamıştır.
Tanık ifadeleri, olayların spontane değil, aksine önceden planlanmış ve organize edilmiş bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Ülkücü gruplar başta olmak üzere, belirli paramiliter yapılarla bağlantılı kişilerin saldırılarda yer aldığı saptanmıştır. Ayrıca yerel güvenlik birimlerinin olaylara müdahalesi ya gecikmiş ya da etkisiz olmuştur[^5].
Olayların ardında, dönemin “kontrgerilla” yapılanmasının olduğu, çeşitli raporlarla ve tanıklıklarla desteklenmiştir. Bu yapı, NATO’nun Soğuk Savaş dönemi “Gladio” oluşumunun Türkiye ayağı olarak da değerlendirilmektedir[^6].
Çorum olayları, 27 Mayıs – 4 Temmuz 1980 tarihleri arasında yaşanmış ve Alevi yurttaşlar hedef alınmıştır. Resmi rakamlara göre 57 kişi öldürülmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve Alevilere ait çok sayıda ev ve........
© Turkish Forum
