menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BAŞLIKSIZ CUMHURİYET: “Türklüğü” Anayasadan ve Hafızadan Silme Operasyonu Üzerine

12 1
15.05.2025

Türkiye Cumhuriyeti’nde son yirmi yılda ivme kazanan “kimliksizleştirme” politikaları ve özellikle “Türklük” kavramının anayasa, kamu kurumları ve toplumsal hafızadan sistematik biçimde tasfiyesi süreci açıkça yapılmıştır. Başta Erdoğan ve Bahçeli olmak üzere iktidar bloğunun söylem ve eylemleri, CHP liderliğinin sessiz kalarak ve Türklüğü savunmayarak çanak tutması, Türk kimliğini hedef alan sembolik ve kurumsal müdahalelerle birlikte ele alınmalıdır. T.C. ibaresinin kaldırılması, Andımız’ın yasaklanması, anayasal vatandaşlık tanımının sulandırılması gibi örnekler üzerinden yürütülen tartışma, aynı zamanda toplumsal muhalefetin bu süreç karşısındaki silikliğini de kapsamaktadır.

Üç Maymun Cumhuriyeti’ne Hoş Geldiniz Gibi…

Türkiye’de bazı gerçekler vardır ki, üzerine konuşulmaz; çünkü konuşmak sizi “gerici” yapar, “ayrımcı” yapar, “ırkçı” bile yapabilir. Ama aslında tek yaptığınız şey, hafızanızı savunmaktır. 2013’ten bu yana devlet kurumlarından “T.C.” ibaresi kaldırıldı, Öğrenci Andı yasaklandı, şimdi ise Türklük anayasal vatandaşlıktan soyutlanmaya çalışılıyor. Ve bugün sıra belediyelerin “statü değişimiyle” fiilen eyaletleşmesine geldi. Bütün bunlar olurken, geniş kesimler muz yemişçesine üç maymunu oynamakta; sözde ana muhalefet ise milliyetçilikle ırkçılığı karıştırıp sadece susmakla kalmamakta, bir yandan da “kimliksizliğe ahlaki” gerekçeler üretmektedir.

BOP’çu iç düşmanın yıkım ekibinin sistematik olarak ve açıkça yapmak istediği projede görülüyor ki: ortada onlara göre bundan sonraki aşamada –tabii ki becerebilirlerse– artık ne bir “Türk” kalıyor, ne bir “Cumhuriyet”, ne de halkın iradesi. Geriye kalan şey, biçimsel bir yönetim kabuğu içinde hafızasını kaybetmiş bir toplum. “T.C.” ibaresi tabelalardan silinirken, “milli” olan her şey adım adım buharlaşıyor. Anayasal kimliğin un ufak edilmesinden, devletin idari yapısının bölünmeye zemin hazırlayan biçimde dönüştürülmesine kadar uzanan bir kimliksizleştirme operasyonu gözlerimizin önünde ama “sanki görünmez” gibi yapılıyor. Çünkü herkes “muz yemiş maymun” gibi davranıyor: Sanki ne olmuş T.C. silinmişse, ne var bunda? “Neden bu kadar Türk Türk diyorsun, ayıp mı ediyorsun?” der gibi davranış sergiliyor.

Tarihler 1923’ü gösterdiğinde, bir millet küllerinden doğmuştu. 2025’e geldiğimizde ise aynı milletin adının bile zikredilmesi, bazılarına göre “ayrımcılık”, bazılarına göre ise “gericilik” sayılıyor. Ne hazindir ki “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresinin birçok devlet kurumundan sistematik olarak silinmesi, toplumun geniş kesimlerince sessizce, neredeyse alışkanlıkla karşılandı. Hakikaten öyle… “T.C.” artık sadece nostaljik bir rozet ya da eski bir kimlik kartı hatırası gibi görülüyor. Bugün VIP için mevcut yıkım ekibi olan iktidarın açık kimlik politikası, “birlikte yaşamak” adı altında “birlikte unutmak” operasyonuna dönüşmüştür. Bu durum, George Orwell’in “1984” romanındaki Hafıza Deliği’ni anımsatmaktadır: geçmiş yok edilir, kimlik silinir ve herkes, hiçbir şey........

© Turkish Forum