OYUN BİTTİ, GAME OVER !

Sayın
Don Ceder, Kamerlid
Chris Stoffer, Kamerlid
Derk Boswijk, Kamerlid
Isa Kahraman, Kamerlid
Caroline van der Plas, Kamerlid

Grubunuz adına, 10. Nisan 2025 tarihinde verdiğiniz;

Hükümetten, en geç 24 Nisan 2025 itibarıyla artık “Ermeni SORUNUNDAN değil de, Ermeni SOYKIRIMINDAN bahsedilmelidir” içerikli önergenizi, büyük bir kayğı ve şaşkınlıkla öğrenmiş bulunmaktayım.

Bunu yaparken, aşağıda değineceğim noktalarda, özellikle hukuki suç işlediğinizi, şimdiden belirtmek isterim.

Birinci konu:

Önergenizde;

‘’Bu zamana kadar görüşmelerde kullanılan;
‘’Ermeni SORUNU’’, ifafdesi yerine, DOĞRUDAN; ERMENİ SOYKIRIMINDAN bahsedilmesini talep ediyorsunuz.

Diğer bir deyişle, ‘’ERMENİ SOYKIRIMI OLMUŞTUR’’ diye, bir iddia’da bulunuyorsunuz.

İddia sahibi isei iddiasını İSPAT etmekle mükelleftir.

Aksi takdirde bu bir iftira ve hakaret SUÇU oluşturur.

Ayrıca, bu iddianızı HAKLI BULAN hiç bir CEZA KANUNU bulunmamaktadır.

Zira, Ceza Hukukunda diğer bir temel prensip ise, kanunun geriye yürütülmemesi ilkesine dayanır.

Olayın yaşandığı zaman zarfında cezai yaptırımı olmayan bir eylem, daha sonra herhanği bir ceza ile cezalandırılamaz.

Bunu söyleyen, Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi’nin Ceza Hukukunun 7. Maddesidir.

Peki ne diyor Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi’nin 7. Maddesi:
‘Kanunsuz ceza verilemez.

Madde 1: ‘‘Hiçkimse, olayın işlendiği zaman zarfında yürürlükte bulunan, iç hukuk veya uluslararası hukuka göre suç sayılmayan eyleminden veya ihmalinden dolayı, cezalandıralamaz. Eylemin vuku bulduğu zaman zarfında geçerli olan kanunun önğördüğü cezadan fazla da ceza verilemez.‘‘

Diğer bir deyiş ile:

Nullum crimen, nulla poena sine leğe:‘‘kanunsuz ceza verilemez‘‘

Sadete gelecek olursak:

Osmanlı’ya [Türk’lere] attığınız sözümona soykırım suçunun işlendiği yıl olan 1915‘te, soykırım hakkında kanun varmıydı?

Hayır.!!!

O halde, siz boşuna kürek çekiyorsunuz.

Soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesi (Konvensiyon) 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir. (Bu, AİHS mad. 7, olarak kanunun uluslararası ayağı) ve 12 Ocak 1951’de yürürlüğe girmiştir.

Gelelim iç hukuk’a;

Bir eylem, ancak, yapılmadan önce cezai yaptırımı kanunlarla belirlenmiş ise, cezalandırılabilir.

Farzedelim ki ‘’soykırım’’ yapıldı, o tarihte ‘’Soykırım’’ tarifini yapan bir kanun olmadığından, siz, ‘’Soykırım’’ adı altında ceza kesemezsiniz.

Hele hele parlamentoda, hiç değil.

Siz bu eyleme başka isim vermek MECBURİYETİNDESİNİZ!!!

Bu vereceğiniz yeni isim de soykırım suçu değildir.

[Türk’lerin] Osmanlı devleti’ni işgal ettiniz, Sevres (Sevr) antlaşmasını bize dayatıp, Anadolu’da ‘’Ermenistan’I’’ ve ‘’Kürdistan’I’’ kurmak istediniz ve biz de, savaşın genel kuaralları çerçevesinde kendimizi savunduk.

Bu konuda kimin HUKUKEN haklı olduğuna:

Hollanda polikacıları mı, yoksa Türk politikacıları mı, karar verecek?

Yoksa siz, HRİSTİYAN bir parlamento’nun karararının, bağımsız hukuk mahkemelerinin kararından daha mı üstün olduğunu, anıştırmak istersiniz?

Sorun yok, yalnız o zaman, hukuki karardan değil, kilise’nin ENGİZİSYON –ŞERİAT kararından bahsetmemiz gerekir.!!!

Bildiğim kadarı ile, Hollanda’daki kuvvetler ayrılığı gereği Poltikacılar ceza hakimi değildirler.

Cezayı, MAHKEMELERDE CEZA HAKİMLERİ verir.

Ayrıca, bu hukuksuzluğu önlemek için, hukukun geriye doğru işletilmemesi kuralı DA esas alınmıştır.

Farzedelim ki, hukuku geriye doğru işlettiniz, o zaman yine sorun yok ve bu defa demokrasi ile idare edilen Hollanda‘dan değil, MUZ CUMHURİYETİNDEN bahsetmemiz gerekir.

Zira, eğer siz, AİHS 7.mad. ve Hollanda Anayasası‘nı hiçe sayarsanız, o zaman herkese, kendi hakkını kendisi alma hakkı doğar.

İkinci konu:

Sunduğunuz önerge, Hollanda Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7.mad. yanısıra, kuvvetler ayrımını (Politikacı ile hakim’in ve........

© Turkish Forum