Batı’nın batışı
Birçok nesil gibi bizim nesil de ne yazık ki, Batı hayranlığı ile yetiştirildi. Batı medeniyettir, insan hakları savunucusudur, canlıya değer verir, insancıldır, demokrattır vs... Yani insanlığın tüm dertlerinin tek çaresi Batı’dadır denildi. İngilizce, Fransızca, Almanca yazılan yazılar kutsandı. Batılı yazarların kitapları tüm dünyada ders kitabı olarak okutuldu ve hala okutulmaya devam ediyor. İnsan olmanın, insanca yaşamanın tek çaresi diliyle, kültürüyle ya Batı’dan olmak ya da Batılı olmaktır anlayışı tüm insanlığa empoze edildi. Beyinler yıkandı.
Aslında Avrupa dünyanın kara kütlesinin yalnızca %8'ini oluşturmakta. ABD ise dünya nüfusunun sadece %4’ünü. Avrupa 15. yüzyıldan, ABD ise 19. yüzyılın sonlarından itibaren kurdukları empetalist, baskıcı, barbarca sömürü düzenleri ile dünyanın başına bela oldu.
Batı olarak ifade edilen ABD ve Kıta Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve askeri bir güç olarak dünya üzerinde etkili olmasıyla dünyada kan, gözyaşı, yokluk, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik eksik olmadı. İnsanlık adına hangi değer varsa yok edildi ve edilmeye devam ediyor.
Bunun son örneğini Filistin’de ve Suriye’de gördük. Gazze’de on binlerce bebek, çocuk, kadın ve yaşlı öldürüldü ve katliam devam ediyor. Suriye’de yüzbinlerce sivil insan katledildi, milyonlarcası göç etti. Tüm bu vahşet ve barbarlığın arkasında Batı’nın olduğunu yaşayan her canlı farkında.
Batı’nın 2010’ların başında Tunus'ta........
© Türkgün
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)