menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fesih sonrası güvenlik ve siyaset

27 1
16.05.2025

PKK terör örgütünün fesih ve silahları bırakma kararı sonrası kamuoyunda “bundan sonra ne olacak?” tartışmaları hız kazandı. Daha fazla dikkat ve temkin gerektiren, provokasyonların hız kazanma ihtimalinin daha yüksek olduğu yeni bir safhaya geçildi. Meseleyi magazin boyutuna çekmek isteyen muhalif medya bu vesileyle terörsüz Türkiye hedefinin örselenmesini amaçladı. Dezenformasyon içeren birçok iddia ortaya atılırken, cımbız tutan eller devreye girdi. CHP başta olmak üzere ona yakın medya organları ve irili ufaklı muhalefet partileri meselenin hala siyaset üstü bir “devlet meselesi” olduğu kavrayamadı.

Terörsüz Türkiye hedefinin bundan sonra alacağı yol iki farklı kulvarda değerlendirilmeli. Bunlardan birincisi güvenlik perspektifi diğeri ise siyasi zemindeki ilerleyiş olarak ele alınmalı. Önemle altının çizilmesi gereken bir nokta ise; bu meselenin çözümünde 3. tarafın bulunmayışıdır. Türkiye, terör meselesini kendi yöntem ve taktikleriyle devlet olmanın gerektirdiği hassasiyetlerle çözme iradesini göstermiş ve bunu başarmıştır.

Güvenlik Boyutu

27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın “tüm silahlı grupların silahını bırakması ve fesih kararı alması” çağrısının ardından 10 Mart’ta SDG/YPG’nin Şam yönetimi ile 8 maddelik anlaşma imzalaması ve 12 Mayıs’ta PKK’nın fesih kararını ilan etmesi güvenlik bürokrasisinin yakın takip ve markajına alındı. Kâğıt üzerindeki kararların sahaya yansımalarının üzerinden dikkatle duruldu.

Güvenlik bürokrasisi temkin ve tedbirin bu aşamadan sonra da elden bırakılmayacağını ifade etti. Bu........

© Türkgün