Barışın sırrı
Bazı insanlar sadece sağlığında değil, ölümüyle de hizmet etmeye devam ederler. Sırrı Süreyya Önder de onlardan biriydi…
1 Ekim sonrası ortaya koyduğu olgun ve sağduyu tavır birçok kesim tarafından takdir edildi. Cümlelerini birlik ve beraberlik ve üzerine kurdu, sözlerinde kimseyi kırmamaya özen gösterdi. “Gelecek nesle barış içinde bir ülke bırakmak sorumluluğumuzun ve vicdanımızın gereğidir” diyordu.
Bölünme ve ayrışma gibi kavramlara asla prim vermedi. Birileri şehit yakınlarını ve gazilerimizi istismar etmeye çalışırken O, “şehit ve gazilerimiz hepimizin onurudur” diyerek sesini yükseltti. Terörsüz Türkiye hedefi için hiçbir şart ve ya pazarlığın olmadığını şerefini ortaya koyarak dile getirdi. Birlik ve beraberliğin diliyle hareket etti. Çevresine de bu dile özen göstermesini salık verdi.
27 Şubat’ta İmralı’dan gelen fesih ve silah bırakma çağrısı kamuoyuna açıklanmadan önceki mutluluğu ekranlara yansımıştı. Misafirlerle şakalaşıyor, gazetecilere takılıyor ve içindeki sevinci bu şekilde gösteriyordu. Kardeşinin siyasete girme nedenini sorması üzerine “terörün son bulması için” sözleriyle verdiği cevap o gün vücut bulmuştu. O gün, yıllar........
© Türkgün
