Türkiye'nin Afrika Stratejisinde Somali
Türkiye'nin Somali ile ilişkileri, Afrika politikasının en çarpıcı başarı öykülerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Son on beş yılda Ankara, Mogadişu ile askeri işbirliği, ekonomik yatırım ve siyasi desteği kapsayan çok yönlü bir ortaklık kurmuştur. İnsani yardım ve hassas jeopolitik hesaplamalarla yönlendirilen bu stratejik ve gerçekçi ortaklık, Somali'yi Türkiye'nin Afrika'daki varlığının önemli bir ayağı haline getirmiştir. Son yıllarda (özellikle 2024 ve 2025 yıllarında) Türkiye-Somali ilişkileri, dönüm noktası niteliğindeki andlaşmalar ve girişimlerle daha da derinleşmiştir. 2011 yılında Somali'deki kıtlık sırasında bir iyi niyet misyonu olarak başlayan süreç, her iki ülkenin çıkarlarına hizmet eden ve Türkiye'nin kıtadaki artan etkisini gösteren bir ittifak modeli haline gelmiştir.
Türkiye ile Somali arasındaki yakın ilişki, son yıllarda stratejik ortaklık düzeyine ulaşmıştır. Nitekim geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’da Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’u ağırlaması, bu kardeşlik ve işbirliği ruhunun güncel bir tezahürü olmuştur. Erdoğan, Türkiye-Somali işbirliğinin artarak devam edeceğini ve atılacak adımlarla ilişkilerin daha da geliştirileceğini vurgulamıştır. Yine aynı görüşmede Erdoğan, Somali’nin terörle mücadelesinde Türk Devleti’nin Somali’nin yanında olmaya devam edeceğini belirterek, Somali’de milli birliğin sağlanmasının önemine dikkati çekmiştir.
Türkiye ile Somali arasındaki ilişkiler, modern dönemden çok önceye, resmi adı Türkiye Devleti olan Memlükler dönemine uzanan derin bir tarihsel arka plana sahiptir. Türklerin Somali coğrafyasına ilgisi, Memlük Sultanlığı’nın 1517’de bir diğer Türk Devleti; Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolüne girmesiyle de devam etmiş ve yaklaşık dört asır boyunca sürmüştür. 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde Avrupa emperyalizmi Somali topraklarını kontrolü altına almış, böylece Türk-Somali ilişkileri fiilen sona ermiştir.
Somali, 1960 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Türkiye ile ilişkilerini yeniden tanımlamaya başladı. İki ülkenin yakınlaşması zaman alsa da resmî diplomatik ilişkiler 1979’da Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçiliği’ni açmasıyla resmen tesis edildi. 1991’de Somali devlet yapısının çökmesiyle Türkiye, Mogadişu Büyükelçiliği’ni geçici olarak kapatmak zorunda kaldıysa da ilişkiler tamamen kopmadı. Türkiye, kaos içindeki Somali’ye uluslararası barış gücü çabaları ve insani yardımlar aracılığıyla destek olmaya çalıştı.
Türkiye-Somali ilişkilerinde asıl büyük ivme, 2011 yılındaki tarihi dönüm noktası ile başladı. Somali’nin 2011’de yaşadığı büyük kuraklık ve açlık felaketi, uluslararası toplumun ilgisini çekmezken, Türkiye insani diplomasi misyonuyla öne çıktı. (Dönemin Başbakanı) Recep Tayyip Erdoğan, Ağustos 2011’de Somali’yi ziyaret ederek dünyada ses getiren bir insani yardım hamlesi başlattı. Bu ziyaretin hemen akabinde Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçiliği yeniden açıldı ve iki ülke arasındaki ilişkiler yeni bir dinamizm kazandı.
Türkiye'nin rakiplerinden temel farkı şuydu: Somali ile her zaman meşru hükümetleri ve kurumları aracılığıyla ilişki kurdu, Somali'nin egemenliğini ve devlet inşa çabalarını destekledi. Bu ilkeli yaklaşım, Ankara'ya Mogadişu'da derin bir güven kazandırdı. Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un da belirttiği gibi, “Türkiye'nin desteği her açıdan [diğerlerine göre] farklıydı… Türkiye'yi benzersiz kılan da budur.” Türkiye Cumhuriyeti; Somali'nin çatışma sonrası kırılgan döneminde yanında duran gerçek bir dost olmuştur. Bu güçlü iyi niyet ve güvenilirlik temeli sayesinde Türkiye ve Somali, özellikle 2015'ten itibaren, işbirliğini güvenlik ve kalkınma sektörlerine genişletebilmiştir.
Türk Hava Yolları, 2012’de Mogadişu’ya doğrudan uçuş başlatan ilk büyük uluslararası havayolu oldu ve Somali’yi küresel ulaştırma ağına bağladı. Böylece diplomatik, insani ve ekonomik kanallar eşzamanlı işletilerek Somali’nin izolasyondan çıkmasına katkı sağlandı. İki ülke arasındaki ilişkiler başlangıçta tamamen insani diplomasi ekseninde gelişmişken, zamanla kamu diplomasisi ve devlet inşası boyutunu da içeren kapsamlı bir işbirliği modeline dönüşmüştür. Bu model, Türkiye’nin “kazan-kazan” stratejisi olarak tanımladığı, her iki tarafın da karşılıklı fayda elde ettiği bir ortaklık olarak değerlendirilmektedir. Türkiye ve Somali arasındaki stratejik ortaklık, çok boyutlu işbirliği alanlarına yayılmış durumdadır. Savunmadan altyapıya, eğitimden enerjiye........
© Türkgün
